11 Mart 2006

ben böyle kederler yaşamak için çok yoğunum..

hac yoluna dakikalar saydığımız şu anlarda, belli olmaz bir kısa gelecekte ardımızda bırakacak olduğumuz herşey için elzem olduğuna inandığım bir eski işi post etmek istedi deli gönül, sabahın şu er saatinde.. ben benden çıkıp ben'e sığamazsam eğer, beni bunlarla anımsayınız güzel insanlar silsilesi..


ben böyle kederler yaşamak için çok yoğunum (#4184299, 14.05.2004 01:31:23)

evde birkaç aydır yaşanan polat alemdar mı döver selim arhan mı sorunsalı sırasında, bahsi geçen selim arhan kişisinden çıkan harika yorumdur bu.. aylardır her perşembe akşamı sevgili cep telefonumun reminder kısmına girdiğimkurtlar vadisi aforizmaları yerine bunu kaydettim ister istemez.. ve cümleyi duyar duymaz beynin derinlerinde bir yerde özcan deniz söylemeye başladı neredesin firuze soundtrackten, beni affet şeklinde..

ne kadar doğru bir önerme, belli bir yaşa gelmiş, ya da gelmemiş de olabilir, cemi cümle insan evladı için.. ol kişi ki bir işte vakitsiz saatsiz çalışıyor, ya da üniversite sınavına hazırlanıyor, ya da yoğun işte bi şekilde, ne bileyim, sözlükte haftanın hiperaktifi olmaya kasıyor, herşey herkes olabilir.. velhasıl aşık oluyor, aşkına karşılık bulamıyor, az uğraşıyor uz uğraşıyor, ama uğraşıyor işte, arta kalan vakitlerini, belki uykularını bu uğurda seferber ediyor..

ben seni sevdiğim zaman bu şehirde
yağmurlar yağardı,
ben seni sevdiğim zaman bu şehirde
ayrılık kurşun gibi ağırdı..

belli ki çok derin teessürde adam/kadın, fakat deadline'lı işler bekliyor, ya da borç var alacaklı beklemiyor, işkolik patronlar işten başka birşey düşünmüyor, kimse "arkadaş nedir bu halin, git bi 15 gün kafanı topla gel" demiyor bu namussuz dünyada..

ve belki de bir kalp kırdın, derinden yaraladın.. tamiri öylesine zor, ve fakat sen öylesine vakitsizsin ki, kırılan kırıldığıyla, sen uykusuz gecelerinde ıslanan yastığınla kalakalıyorsun, bir tek kendinin umrundasın, sadece sensin işte o karanlık gecede..

bir adın kalmalı geriye
kırılmış şeylerin nihayetinde
yalnızlığın eşiğinde
beni affet..

öyle salak saçma bir hayat gailesi sürüp gidiyor işte.. belki gerçekten kaldı o ad, belki bir adım, fakat sahilde ıslak kumdaki bir iz bu; bir dalgalık vaktin var silinmeden önce, ve onu da hiç tanımadığın ekonomilerin çarklarına kurban ediyorsun.. aslen kurban sensin, ve çarklar bayramı bile beklemiyor euzu besmele çekip boğazına yaldır yaldır bursa bıçağını çalmak için..

beni affet,
kaybetmek için çok erken,
sevmek için de çok geç;
beni affet..

1 yorum:

  1. sen "simdi"ye aglamadikca gozyaslarin hep gelecegi sulayacak. "sonra"nin tohumlari var senin yumurtanin icinde. ve onlar habil'i olduren ve kirk gun olusunu ne yapacagini bilmeyen kabil'in tohumlari. onu gommesi gerektigini bile bir kargadan ogrenecek. sen olumsuz bir aski ararken asla olumsuz olamayacak ask...

    cem mumcu

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.