17 Haziran 2006

e-kisilik ya da internet'in ruh halleri

dun gece cem mumcu'nun hayat kirikligi isimli kitabinin bu bolumunu okudum. nedense buraya da yazmak istedim. anonim sirketlerde temettu dagitimi ve genel kurul kararlarinin iptali konusundaki yazimi simdilik erteliyorum. yorumsuz olarak cem mumcu'nun bu yazisini buraya aktarmayi tercih ediyorum simdilik (internette bulamadim, kendim aynen gecirdim iste kitaptan. el emegi goz nuru yani).
e-kisilik ya da internet'in ruh halleri
ben lisedeyken bilgisayar dendiginde, aklima uzay yolu, yildiz savaslari gibi filmler gelirdi. sonra hizla hayatimiza, evimize girdi bilgisayar. ve kisa denebilecek bir sure sonra da internet denen o mucize geldi. bircok seye oldugu gibi ona da ne cabuk alistik. simdi msn'de konusurken 65 yasindaki annem "web cam'ini acsana" diyor bana! oturup dusunmeyince sasirmak bile gelmiyor aklimiza. oysa sasiracak ne cok sey oldu. artik asik bile olunuyor internet'te. ve bu aslinda bir yaniyla hic sasirtici degil.
genel yayin yonetmeni olarak calistigim okuyan us yayinevi'nin de bir elektronik grubu var. aslinda yazmak, cizmek, okumak, kitaplar, dergiler ekseninde konusmak uzere planlamis arkadaslar bu grubu. gecenlerde grupta bir firtina koptu izledigim kadariyla. kimse kimseyi gormemis olsa da, oturup bir cay icmemis olsa da bal gibi insan dinamikleri isliyordu cunku. elektronik de olsa bir insan grubuydu cunku soz konusu olan. gruba gelen mailleri okudugumda bir baktim ki olup bitenler aslinda cok beklenilir cinstendi. sanal da olsa insanlar bir araya geldiklerinde olanlara birebir benziyordu cunku. pek huyum olmasa da oturup gruba bir seyler yazdim ben de. yazdiklarim sadece o grup icin degil, sanal ve gercek bircok insan grubu icin soylenebilecek seylerdi. yazinca farkettim ki sanal ortam bizim icin artik basbayagi bir "ortam"di iste. sik da olunabilirdi, dusman da orada. sanki gerceklik sandigimiz her zaman bundan daha mi gercek oluyordu ki? hele hele metropolde debelenen insanoglu icin gerceklik matrix'ten ne kadar farkliydi ki?
"insan olunca bir yerde, hayata benziyor dogal olarak. hayata, iliskilerimize, evimize, okulumuza, is yerimize, mahallemize, sehrimize benziyor. kavga da oluyor, dostluk da, arkadaslik da, hakaret de, iltifat da, sevgi de, saygi da, saygisizlik da... daha ne vara bilip bilmedigimiz, her sey oluyor. hayat da boyle calisir, iyi kotarilmis bir psikoterapi grubu da...
birisi bir sey der birine, digeri susmayi secer. ve belki de hep bunu secer.
birisi bir sey der birine, digeri yanlis anlar. ve belki de hep bunu yapar.
birisi digerine bir sey deyince, bir baskasi onu savunur. ve belki de hep bunu yapar.
birisi kizginligini kendine sarar ve ceker gider. ve belki de hep boyle yapar.
birisi her sorunda kacmayi dener. ve belki de hep boyle yapar.
birisi surekli kendini gostermek ister. ve belki de hep boyle yapar.
birisi saldirmak icin birine -ve belki de kendine- hep firsat bekler. ve belki de hep boyle yapar.
birisi tarafsiz olmak icin olagandisi caba gosterir. ve belki de hep bunu yapar.
birisi ciddiyeti bozar ve cocuklastirir ortami. ve belki de hep boyle yapar.
birisi ilginc gorunmek ister. ve belki de hep boyle yapar.
birisi iktidar olmak ister. ve belki de hep bunu ister.
birisi kufreder. ve belki de hep boyle yapar.
birisi geberir ofkesinden, yine de sevgi sozcukleri sacar. ve belki de hep boyle yapar.
birisi kendini korumaz, digerleri beni korusun diye kendini acindirir. ve belki de hep boyle yapar.
birisi hep anlasilmak ister ve belki de hep boyle ister.
birisi anlasilmamaya calisir ve belki de hep bunu yapar.
birisi kendini yukarida gorur ve muhatap olmaz. ve belki de hep boyle yapar.
birisi birini yukariya koyar -onu yukarida sanir- ve ona sikayet eder digerlerini. ve belki de hep bunu yapar.
birisi "bunlar iste hayat" der. ve belki de hep boyle yapar.
birisi bunlar bizim aynamiz der. ve belki de hep aynasina bakar.
birisi aynasinda yine de sadece kendi guzelligini gorur. ve belki de hep boyle yapar.
birisi aynasindan korkar. ve belki de hep oyle yapar.
ve "daha binlercesi var" der birisi. ve belki de bunu hep soyler.
diyorum ki yani hasili, burasi da hayat. iyidir durumlar, iyidir; iyi gelir bakarsak. bir sey olmaz. iyi grup oldu burasi.
bakin ben de yukarida soylediklerimle "birisi ... yapar ve belki de bunu hep yapar" olmadim mi?
herkese sevgiler..."
cem mumcu, hayat kirikligi, okuyan us yayinlari, istanbul, ocak 2006, 251-255

9 yorum:

  1. cem mumcu eksi sozlukte olaymis ruhu kararirmis..keza kendisi aslen iyi bir kararmis insandir.
    Ünlülerin ve hep celebrity kalanlarin terapisti,mümtaz ki$ilik...

    YanıtlaSil
  2. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  3. Onaltı yaşına kadar internet diye bir "şeyin" varlığını bile tahayyül etmek çok zordu benim için. Tornavidalı televizyondan "gerçek hayatta neyse internette de oyuz" sonucunu bulmamız baya uzun sürdü sanırım. Cem Mumcu çok güzide bir insandır amma velakin kendisine bu konuda diyeceğim tek şey şudur:

    Turns out: world is round.

    PS: Klavye yüzünden sürekli hatalı mesaj yolluyorum, sonra siliyorum. Editlenebilir koment istiyoruz, önce laf sokup sonra düzeltip "nerde ha nerde kanıt göster" diyebilmek istiyoruz. Ne pis insanlarız biz, belki de hep öyleydik :)

    YanıtlaSil
  4. gercekten de begendigim icin aktardim yaziyi. sanirim bir kac noktayi atlamis ama cem bey.

    "bazilari kendilerini gonullu avukat addeder. arkadaslarini kendilerince korumaya kalkarlar ama hadlerini asarlar. tanimadiklari bilmedikleri kisilere, bu kisilerin arkadaslari ile yasamis oldugu ve kendilerinin bir kenarini bile gormedikleri iliskiler nedeni ile saldirmak icin bahane ararlar. belki de bunu hep yaparlar."

    YanıtlaSil
  5. Bilemedim ablacığım kim neyi savunmuş, avukat olan senmişsin zaten o konuda uzak kaldım ırak düştüm. Bu arada infoya baktım diye lütfen hemen polisi arama sevgili ablacığım, amaç en derin sırlarını öğrenip yakınlaşarak banka hesabınızı tamtakır etmek, kedini çalmak ya da kalbini kırmak değil, merak işte.

    Bu arada hem potin tavsiyesini dinledim hem de frackman dedi ki "geliyorum oraya odunla vurucam kafana kazanova yapıcam senden, çıkart şu yeşil kazağı, kestir şu saçları serseri yavrusu". Yani büyüklerim olmasa benim halim nice olurdu diye düşünmeden edemiyorum. Benim için bir Cem Mumcu kadar yüce insanlarsınız, hatta daha güzelsiniz.

    Galewolf, "eşeğin anırmadığı, incirin yetişmediği yerlerin çocuğu"

    YanıtlaSil
  6. hırs yapmışınız canlar:)

    (agatho mode: on)

    YanıtlaSil
  7. galewolf kardesim,

    yok o laf sana degildi. alinma. kedimi calmaya kalkarsan dunyayi dar ederim sana o ayri. dunyanin en guzel kedisi olur kendisi.

    YanıtlaSil
  8. Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  9. bu ve bir önceki başlıktaki kimi olaylardan ötürü önce sayın felina'nın, ardından da pek sayın satine'nin tahinpekmez ile ilişkileri kesilmiştir..

    beni siz delirttiniz.. tafsilatlı açıklama bilahare post şeklinde gelecek, şimdi uğraşamicam..

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.