16 Temmuz 2006

finally free

eski işler serisi no: bilemedim.. likeinme hanıma ithafen olsun bu bi şekil..
finally free (#4112952, 22.04.2004 09:49:10)
dream theater şaheseri.. diğer tüm eserlerinden bağımsız olarak ele alınası, tek geçilesi, vaka olarak ele alınası, vaka-i hayriye.. tüm zamanların en psikoza bağlatan, onbir dakika yirmi saniye dahilinde komple bir hikayeyi anlatabilen, sonrasını karanlığa bağlayıp nasıl yani derdirten bir müzikal totaliter rejim.. “budur” diyor insana, bir cuma akşamı yola çıkan nicholas kardeşimize gelen eleştirileri tek bir bünyeye doğrultulmuş bir silahın gölgesinden piyanonun akorlarına basan on parmak.. ardından takip eden gitarlar, davullar şahadet ediyor, “öyledir” diyor, “kalıbımızı basarız!”..
ve hikayesi başlıyor binlerce defa dinleyen kişinin, notaların birinin bir perdesinde; sol anahtarı açıveriyor hayallerin kapısını, üşüşen anıların arasından en acıtanları tek tek gösteriyor kendini, ağır akan bir jeneriğin kareleriymişcesine.. kavgalar, gürültüler, isteyerek ya da istemeden kırılan kalpler, alınan beddualar, edilen küfürler çınlıyor o jenerikte..
one last time
we’ll lay down today..
sanırsın nicholas bizzat kendin, hipnoza girmişsin de dünya bir başka, kafanın içi olmuş bambaşka, pırıl gözler parlıyor kapalı kapıların ardından, kendi içini kendin okuyorsun bir başkasının gözünden, “hadi canım” diyorsun, “yapmam ben öyle şey” diyorsun, alter ego ister istemez korumaya çalışsa da kendini, başkasının gözünden sen kendine “vay puşt vay” diyorsun, “nasıl yaparsın bunları, nasıl incitirsin” diyorsun.. hem sen haklısın, hem kendin; stereo olmuş bir bünye, bir öyle söylüyor bir böyle..
no longer torn in two
i learned about my life by living through you..
tek bir bedende birleşiyor bir sen bir de kendin, beynin allak bullak oluyor, açamıyorsun gözlerini, hayaller, hayaletler oturuyor göz kapaklarında; kaskatı vücudunda magma püskürecek delik arıyor, gözeneklerini zorluyor.. çığlıklar kopup geliyor ciğerinden, kenetlenmiş dişlerinin arasında ıslık, kapalı dudaklarında yankısız bir yakarış oluyor, seni kendinden başkası duymuyor artık..
this feeling inside me
finally found my life, i'm finally free..
kırık bir kafa, feri kaçmış gözlerle dönüyorsun present continuous tense hayatına.. allak bullak, anlık metamorfozlarla iyice model kayıyor, günden güne karayı görme hayalini yitiren kayıp denizciye dönüyor.. ve maalesef süregelen gaileler çıkarıyor seni kabuğundan, yalandan kaynaşmalar, yitik hayatına elektroşoklarla bir gün daha, bir gün daha hayat sürüyor son patlağın geleceği anın korkusuyla.. gün geliyor, kapılar tam olarak kapanıyor ve sen kendin oluyorsun.. zihninin kapısını kitliyorsun, anahtar hiç ses çıkarmıyor içine akıttığın gözyaşlarınla dolu kuyuya düştüğü an.. algılar tam, duyular net; ama ne bir ses, ne bir hareket..
uyanıyorsun, son bir sigara yakıp, son nefesini alıyorsun.. bir gün daha başlamış, insanlar sokakta.. sen de karışıyorsun aralarına, kendinle birlikte, el ele, bir gün daha, bir gün daha, bir gün daha..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.