21 Mart 2006

Tarihte Bugün : "Dostlar Beni Hatırlasın"












Şimdi baktım da büyük halk ozanı Aşık Veysel'i 33 sene önce bugün kaybetmişiz. Karanlık dünyasından aydınlık saçan bir ozandı Aşık Veysel, bu deli gönül de Ümit Yaşar Oğuzcan'ın şu satırlarıyla hatırlamak, hatırlatmak istedi kendisini :






"

Ben giderim adım kalır
Dostlar beni hatırlasın
Düğün olur bayram gelir
Dostlar beni hatırlasın

Can bedenden ayrılacak
Tütmez baca, yanmaz ocak
Selam olsun kucak kucak
Dostlar beni hatırlasın...


Aşık Veysel, hayatini anlattığı bir şiirinde "Ücyüz-onda gelmiş idim cihana" diyor. Yıl 1894 oluyor hesapça. Sivas'a bağlı Şarkışla ilçesinin Sivrialan Köyünde dünyaya gelmiş. Anasi Gulizar, bir yaz günü koy dolaylarındaki Ayıpınar merasına koyun sağmaya gittiğinde; oracıkta bir yol üstünde doğurmuş Veysel'i. Göbeğini de kendi eliyle kesmiş. Yaman kadınmış Gülizar ana. Bebesini bir çaputa sarıp yürüye yürüye köye dönmüş. Babası Ahmet; bebenin adini Veysel koymuş. Yıllar geçmiş aradan büyümüş, konuşmuş, yürümüş Veysel çocuk. Böylece yedi yaşına varmış. O yıl bir çiçek hastalığı salgını olmuş Sivas'ta. Küçük Veysel de yakalanmış. Sol gözünde, cicegin beyi çıkmış kendi deyimiyle... Göz akıp gitmiş. Sağ gözüne de perde inmiş, önceleri. Yalnız ışığı seçebiliyormuş, bu gözüyle. Babasına "Çocuğu Akdağmadeni'ne götür, orada bu gözünü açacak bir doktor var." demişler. Sevinmiş Ahmet emmi. Gel gör ki talihsizlik yine yakasını bırakmamış Veysel'in. Bir gün inek sağarken babası yanına gelmiş. Veysel ansızın donuverince; yakında bulunan bir değneğin ucu öteki gözüne girivermiş. O göz de akıp gitmiş böylece. Veysel'in Ali adında bir ağabeysi ve Elif adında bir kız kardeşi varmış. Hepsi çok üzülmüşler Veysel'in kotu kaderine.

Babası meraklı adammış. Halk ozanlarından şiirler okuyup ezberleterek avutmaya çalışmış oğlunu. Sivas'ın köyleri saz sairleriyle dolu. Onlar da ara sıra gelip Ahmet emminin evine uğrarlarmış. Veysel ilgiyle dinlermiş calip söylediklerini. Babası, oğlunun ilgisini görünce; bir saz alıp vermiş ona. İlk saz derslerini, babasının arkadaşı olan Çamşıh'lı Ali Ağa'dan almış. Ve gitgide, kendini iyice saza vermiş Veysel. Unlu Halk ozanlarının şiirlerini çalıp söylemiş bir zaman. Yirmibes yasındayken (1919) anası, babası Veysel'i Esma adında bir kızla evermişler ve kısa sure sonra ikisi de göçüp gitmiş bu dünyadan (1921). Acı üstüne acı gelmiş, ama bitmemiş talihin kotu oyunu. İkinci çocuğu on günlükken, anasının memesi ağzına tıkanarak ölmüş, ardından da karisi yanaşmalarıyla evden kaçmış. Bu olay çok koymuş Veysel'e. Daha dertli olmuş ve iyice içine kapanmış. Karisi koyup gittiğinde bir kızı varmış Veysel'in. Daha bir yasini bile bitirmemiş. İki yıl kucağında gezdirmiş Veysel, ne çare o da yaşamamış. Bu sıralar Veysel'i yeniden evermişler. Bu karisi çocuk vermiş Aşığa. Biri olmuş, iki oğlan, dört kız, altısı sağ. Onlar da 18 torun vermiş Veysel'e.

Aşık Veysel, Cumhuriyetin Onuncu yıl dönümüne rastlayan 1933 yılına kadar, başka ozanların şiirlerini çalıp söylemiş. Kendi deyişlerini söylemekten utanır, çekinirmiş. O yıllarda sairlerimizden rahmetli Ahmet Kutsi Tecer tanımış Veysel'i. Onun ışık tutuculuğuyla Veysel'in şiirleri aydınlığa kavuşmuş. Veysel; şairliğinin gelişmesinde Tecer'in büyük yardımlarını gördüğünü söylerdi her zaman. Veysel'in gün ışığına çıkan ilk şiiri Gazi Mustafa Kemal Pasa için söylediği: "Türkiye'nin ihyası Hazreti Gazi" mısrasıyla başlayan şiirdir. Bundan sonra bütün yazdıklarını calip söyler olmuştu. 1933 yılına kadar, köyünden dışarı hemen hemen hiç çıkmadığı halde; bundan sonra bütün yurdu dolaşmış, yurdunun çeşitli şehirleriyle kasabalarını, köylerini yakından tanımıştır. Halk ozanlarından en çok Karacaoglan'i, Yunus'u, Emrah'i, Dertli'yi severdi. Çağımızın ozanlarından Ahmet Kutsi Tecer'in ayrı bir yeri vardı Veysel'de. Onun aracılığıyla Koy Enstitülerinde bir sure saz öğretmenliği de yapmıştı Veysel. Sırasıyla Arifiye, Hasanoğlan, Cifteler, Kastamonu, Yildizeli, Akpınar Koy Enstitülerinde bulunmuştu. 1952 yılında İstanbul'da büyük bir jübilesi yapılan Aşık Veysel'e 1965 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisi, "Anadilimize ve Milli Birliğimize yaptığı hizmetlerden dolayı" özel bir kanunla vatani hizmet tertibinden aylık bağlamıştı.

Veysel'in bir başka özelliği daha vardı; köyünde ve çevresinde ondan önce bir tek meyve ağacı olmadığı halde, Sivrialan'da ilk meyve bahçesini o yetiştirmişti. Hem öyle bir bahçe ki, içinde elmadan kayısıya, kirazdan cevize kadar turlu turlu meyve ve çiçek vardı. Veysel, kardeşlerinin yardımıyla bu bahçeyi yapmaya başladığı zaman köylüleri "Atalarımız bunca yıl böyle bir is yapmamışlar, su kor adam onlardan iyi mi bilecek ki böyle ise kalkıştı?" demişler. Birkaç yıl sonra ağaçlar yetişmiş, meyve vermiş. Köylüler önceki dediklerini hatırlayıp utanmışlar ve bu defa "O kor değilmiş, meğer kor olan bizmişiz diyerek Aşık Veysel'i kutlamışlar. iste böylesine uzağı gören bir insandı o... Yetmiş yıl karanlık bir dünyada yaşadı (ölümü 21 Mart 1973). Fakat karanlık gözlerindeydi yalnız, içi apaydınlıktı, şiirleri de öyle... Halk şiirimizin bu güçlü ozanı yarim yüzyılı aşkın bir sure yazdıklarıyla, calip söyledikleriyle çevresine ışıklar saçtı. Sanırım simdi de mezarında son uykusunu ışıklar içinde uyuyordur. Yalnız çağımızda yasayanlar değil, bizden çok sonra yasayacaklar da "Dostlar Beni Hatırlasın" şiirini unutmayacaklar ve her zaman rahmetle anacaklardır. "

3 yorum:

  1. bu icime islenen asik veysel in ruhu mudur bilmem 2 senedir aniden deli gibi asik veysel okuyasim ya da dinleyesim nukseder ve ne gariptir ki sonrasinda asik veysel in o hafta yildonumu oldugunu ogrenirim ...

    kendisine "turkiyenin tek blues temsilcisidir" diyebilirim hatta dedim ...bir kazanci bedih bir asik veysel diyorum ..
    nur icinde yatsin

    "topragi " bol olsun

    YanıtlaSil
  2. guzelligin on para etmez mi asagidaki mi karar veremedim


    BIR HAYAL PESINDE DOLANDIM DURDUM

    Bir hayal pesinde dolandim durdum
    Asla terk etmezem sanma unuttum
    Sonmez umidlerden beklerim yardim
    "Bu gun yarin dedim gonlum avuttum"

    Gahi zengin oldum hulya yasattim
    Nerde guzel gordu isem laf attim
    Sevda denizinde gonlum aldattim
    Arzularim suya dustu ne ettum

    "Gahi fakir oldum hayli surundum
    Gahi mecnun oldum aba burundum
    Nerde guzel gordu isem yerindim
    Ucu cikmaz bir kucucuk yol tuttum"

    "Veysel bu sevdadan vazgec dediler
    Olup bitenleri yaz gec dediler"
    Sevdigin kapidan az gec dediler
    Aci sozu sevdigimden isittim.

    ASIK VEYSEL

    ( hay allah karar vermisim )

    YanıtlaSil
  3. aşık veysel, ozanlığı bir yana, günümüz türk pop müziğine önemli bir kaynak teşkil etmiştir.. şu anki yorgun kafamla çok süslü yazamayacak olsam da, kısaca şunu demek isterim ki, bir pop müzik sanatçısı hızlı bir şöhret yakalamak istiyorsa "dostum" icra eder, "kara toprak" icra eder.. bu belki ilk etapta kolaycılık gibi görünse de, en son hatırladığım altay isimli keltoş böyle bir icraya girişmiş, aranje işini de kıvanç k bey biraderimize yaptırmış, böylece ortaya şahane bir eser çıkmış idi..

    gönül ister ki, orada burada abidik gubidik didgeridoo sempılları üzerine iki ney üfleyip bi bok yedik sanan vatandaşlar da bu kabiliyetlerini böyle yerlere vakfetseler, anadolumun binlerce bozlağını avrupanın amerikanın kulaklarına onların anladığı format içine gizleyerek nakletseler, biz de alkışlasak kendilerini..

    hani, elbet bir gün, işi gücü doğrultup vakti iyice boşaltıcaz belki, ama o gün bu işler için gerekli istek, kulak ve kabiliyet kalmış olacak mı, bilemiyorum.. hali hazırda bitti, okeye dönüyor, ama gene de umudu kaybetmemek lazım diyor, saygılarımı sunuyorum..

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.