04 Mart 2006

dogs..

belki de pink floyd müzik hayatında bir tek bu şarkı ile varolaydı da yetecekmiş gibi duran eser.. en başından en sonuna tüm zamanlarda yaptıkları müziklerin geniş özeti gibi, doksan dakikası gibi, verkaçlarla, dave'den rick'e arapaslarla, nick'ten roger'a aleyuplarla dolu, bir öyle bir böyle ile sınırlandırılamayacağımız şaheser.. haddime değil ama, julia dream ile başlayacaksın, arkadan echoes dinleyeceksin, bir de bunu sindireceksin, en kederli gününde olsan pırıl pırıl olup çıkacaksın alemlere akacaksın diyorum.. ilk versiyonunda adı "gotta be crazy" olan bu parça, sanki grup elemanlarınca iyice harmanlanmış, bir solo ve efekt deryası haline getirilmiş de öyle konulmuştur gelmiş geçmiş en başarılı politik hiciv albümü olan animals'a.. ayrıca bir hesap kitap uzmanı otursa dinlese, elde kronometre girişleri çıkışları fillinleri atakları soloları hesaplasa, ortaya şahane bir mimari ile oluşturulmuş defteri kebir çıkar bir nevi.. ölçü mezür işi değil, tamamiyle waters usulü bir parlaklık gösteren eserde, önce gilmour, sonra wright, sonra gene gilmour, sonra gene wright ve en sonunda gene gilmour soloları patlatırlar.. sadece en yalın anlamda beş solo barındırdığını düşünürsek, daha önce uğraşadurduğumuz "x'in solosu" çalışmalarını bu esere uygulamaya çalışsak iki klavye eskitiriz de gene bitmez..

parça esas itibarıyla üç bölümden oluşmaktadır bana göre.. önce bir müşteriyi ısıtma sekansı, duble gitar üstüne ziller eşliğinde söyler gilmour:

you gotta be crazy
you gotta have a real need
you gotta sleep on your toes
and when you're on the street
you gotta be able to pick out the easy meat
with your eyes closed
and then moving in silently
down wind and out of sight
you gotta strike when the moment is right without thinking..

ısınmış ortama ful aksesuar dalar devam eder babalar:

and after a while
you can work on points for style
like the club tie
and the firm handshake
a certain look in the eye and an easy smile
you have to be trusted by the people that you lie to
so that when they turn their backs on you
you'll get the chance to put the knife in..

hop diye giriverir gilmour solosu daha şarkının birinci dakka ellinci saniyesinde, arkasından kovalayan varmışcasına asılır tellere, belki de hayatının en hızlı ve en bol notalı sololarından birini atar da çıkar otuzaltı saniye içinde..

bu noktada ekoya asılır babalar, deli edicez manyak edicez sizi dercesine:

you gotta keep one eye
looking over your shoulder
you know it's going to get harder and harder
and harder as you get older
and in the end you'll pack up
and fly down south
hide your head in the sand
just another sad old man
all alone and dying of cancer..

ikinci hop, wright ile üçüncü dakikanın hemen başlarında gerçekleşiverir ve o da gilmour kadar bir sürede işini bitirir, hep beraber şarkının birinci fill in'ini çakıverirler, gilmour gene burada onbin tane gitarı üstüste koysan çıkaramayacağın çığlıkları fona atmış, roger bası dayamış, kaynamaktadır ortalık; ta ki ikinci gilmour solosuna kadar takribi iki dakika böyle gider.. ulu dave, alıştığımız beş parmak bendlerini konuşturmak suretiyle, beş buçukuncu dakikadan altı elliye kadar bizi mesteder, ardından ikinci bölüm başlar:

and when you loose control
you'll reap the harvest
you have sown
and as the fear grows
the bad blood slows and turns to stone...............

and it's too late to lose the weight you used to need to throw around
so have a good drown
as you go down
all alone
dragged down by the stone.............

önceden yazdığımız sıraya uygun bir şekilde, ses mühendisi abimiz diğer kanalları çeyrek indirir de wright'ın aletleri hafif yukarı ittiriverir, çünkü waters efektleri destekli solosu başlamak üzeredir.. fondaki "stone, stone, stone, stone" delayına hiç takılmaz rick abimiz.. görsen kız eli sanacağın narin parmaklarını bir o sintizayzıra, bir bu mellotrona, üç asidi peşpeşe çakmışcasına bir saykedelik ruhla hiç acele etmeksizin gezdirmektedir.. sekizinci dakikadan tee onbirinci dakikanın son saniyelerine kadar süren bu solo, bünyede thc bulunması durumunda asırlar uzunluğunda gelebilir bir kifayettedir.. onikinci dakikada ikinci bölümün devamı akıverir mikrofona waters dudaklarından:

i gotta admit
that i'm a little bit confused
sometimes it seems to me
as if i'm just being used
gotta stay awake gotta try and shake off
this creeping malaise
if i don't stand my own ground
how can i find my way out of this maze?

deaf, dumb, and blind
you just keep on pretending
that everyone's expendable
and no-one has a real friend
and it seems to you the thing to do
would be to isolate the winner
and everything's done under the sun
and you believe at heart, everyone's a killer..

onüç otuzda gene bir gilmour - mason kovalamacası başlar, kısacık bir deparla otuz saniyede biter, şarkının ikinci fill ini girer, akabinde çıkar da son bölümünü hep beraber söylemeye başlarlar:

who was born in a house full of pain
who was trained not to spit in the fan
who was told what to do by the man
who was broken by trained personnel
who was fitted with collar and chain
who was given a pat on the back
who was breaking away from the pack
who was only a stranger at home
who was ground down in the end
who was found dead on the phone
who was dragged down by the stone....

"who was" parantezine almak suretiyle yer tasarrufu yapılabilecek bu son bölüm, adamı alır heryere götürür de deli deli eder bırakır koltuğunun üzerine gerisin geri.. takribi iki dakika süren bölüm otuzbeş senelik nice hayatın özeti gibidir.. 1977 yılında gaipten haber verip önündeki otuz senenin özetini geçmiş babalar, biz eşşeklik etmişiz önlemini almamışız, tüm bunları hemen o gün değilse de üç beş sene sonra kavrayabilmiş olmamıza rağmen, kaderin ötesine bir köy konduramamışız da durulmuşuz, uzun gelen kısa hayatımızı her geçen gün taşın daha da aşağılara çekmesine engel olamamışız..


umarım, 20 haziran 2006 gecesi, roger babamız "plus other well known songs" kapsamında bunu da çalar söyler, hatta şimdilik imkansız gibi görünse de olmaz olmaz deme olmaz olmaz kabilinden bir gelecekte mahşerin bu dört tanrısının birlikte performansında işitme algılama mücrim gibi tir tir titreme ve sayıyla kendine gelme organlarımız şad olur duasını aklıma geldikçe ediyorum, amin..

2 yorum:

  1. amin... bi de sahnenin orta yerine kumar masası kursalar şöyle. fff süper olur. frackman abi de rakı sofrasını hazır eder heral :)

    YanıtlaSil
  2. eşşek değiliz herhalde, görev verilsin çengi dansöz bile getiririm o sahneye ben:)

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.