15 Mayıs 2006

Ekranların en "ağır" 10 abisi. Bölüm 1: Başladığı yerden bittiği yere kadar.

Başlamadan önce birkaç uyarı:

-Bu liste tamamen yazarın izlediği sinema\televizyon filmleri ve diziler\animasyon serilerinden yola çıkılarak yazılmıştır. Yani olur da gecenin köründe aklına gelmeyen bir isim ya da kasten dahil etmediği ama bu mertebeyi sonuna dek hakeden kişiler olursa lütfen "ama Canıtın Senidöverimgözlüğünüdekırarım'ı atlamışsın bu nasıl ağır abi listesi?" diye galeyana gelinmesin.

-Elimden geldiğince kısa filmografiler, filmlerden "quote"lar ve resimler eklemeye çalışacağım. Fakat a dostlar Haymanada tepeler ötesine "Ayşe çek şu kazığı sola, hah dik oraya! Ne demek dikemiyorum toprak çok sert, kızım mühendis olacaksın işin gücün o kazıkları dikmek. O ne ayağındaki? Topuklu ayakkabı mı? Alo arazideyiz hanımlar, bak bu da makyaj yapmış gelmiş bırak pusulanın aynasını saçını düzeltmek için kullanmayı Aaa!" şeklinde haykırdım üstüne de "abicim mesafe kısa kemer takmasam da olur" diyerek attığı sayısız takladan sonra kolundan ameliyat olacak olan kız kardeşimi de ziyaret ettim. Yani demem o ki kafam dumanlı, üstelik uyku akıyor çeşitli yerlerimden. Affınıza sığınarak diyor ve başlıyorum.

10-Kadir İnanır:

Gelin geriden başlayalım bu adamı tanımaya. Öncelikle Suat Suna ve Levent İnanır gibi korkunç iki yeğene, Kadirizm adı altında belki de tüm zamanların en çok makarası yapılan "duruşa", Ayşe Arman'ın yolunası çengelleri eşliğinde afro peruk takmaya, Pamuk Prenses kostümü giymeye (aç parantez, kişisel olarak bir insanın kötü ama gerçekten kötü duruma düştüğünü ve gelecekten çok da şey beklememesi gerektiğini şu şekilde ifade ederim: Çok üzüldüm, gerçekten tam bir "çocuk tiyatrolarında Ayı Dost ya da Tavşan kardeş'i oynayan oyuncu kadar kötü durumundasın". kapa parantez) ve düşünün, ülkedeki en tırışka adamlardan olan Çelikten racon ağzı yemeye dayanan bir karizma söz konusu. Peki nereden geliyor bu değirmenin suyu?

Kerestesi bile üzerinde yeşil dallar barındıran Özcan Deniz, çift çeneli Necati Şaşmaz ve müsebbibleri ortalığı silip süpürmeden önce (ağır abilik manifestosu no 23: ağır abide sakal olur, üç günlüğü makbuldür. sinek kaydı traştan sonra bile sakal oradaymışcasına bir tad vermelidir. parlak adamdan ağır abi olmaz) Türk halkının "karizma" anlayışı bu adama odaklıydı. Şimdi balyaj sarışınlarına, şaşı mankenlere motivasyon mesajı çekmesiyle hatırlıyoruz belki ama pek değerli valide hanımın dediğine göre sinema çıkışlarında Kadir abi için ahiretlikleri ile (ki fotolardan gördüm, maşallah valide dahil hepsi kuğu gibi genç hanımlar) salya sümük ağlarlarmış. Yani bizim nesil "abi kadirizim yea, motive etmiş mankeni ahı ahı" diye bilse de bir nesli perişan etmiş bir kişi kendisi. O yüzden güncel halini değil de biraz olsun eski filmlerindeki o sert, vahşi ama bir yandan da üzgün ve içine kapanık ifadesini düşünün.

Selvi Boylum Al Yazmalım: Bir çok insan için Yeşilçamın en nadide filmlerinden birisidir. Kadir abimize; kendisine sadece ve sadece bu filmde katlanabildiğim Türkan Şoray eşlik eder. Tarık Akan gibi "parlak çocuk" değildir. Hatta uğurusuzun önde gidenidir. İçinizde "Kaçak" filmini izleyen olduysa ne demek istediğimi anlamıştır. Tahminimce dünya tarihinde daha izbe, daha at hırsızı daha faça bir karakter canlandırması söz konusu değildir. Öldürülen nişanlısını mezardan çıkarıp kasabadaki doktorun önüne bırakıp "muayene et doktor, kız oğlan kızdır diye rapor yaz" demesi zaten tarihe geçmiş bir hoyratlık abidesiyken (ki ben o doktor olsam raporu bizzat kanımla yazar, iyice inansın diye de parmağımı falan keserdim) aynı adamın Deli Kadir filmindeki şup repliğine dikkat çekiyorum:

Telefon eden Kadir'i görürüz, karşıdakinin sesi bize gelmez. (filmlerinde kendi adıyla oynayan Türk aktörleri üzerine de ayrı bir doktora yazılabilir bu arada)

-Alo ben Kadir.
(burada tahminen hangi kadir diyor karşıdaki)
-Deli Kadir ülen!

Sinema kariyeri boyunca onsekiz İtalyan mafyasına yetecek sayıda katil, mafya babası, fedai ve bu üçünün kombinasyonunu oynamış birisi olarak Komser Şekspir filminde Pamuk Prenses kostümü giymesi karizmasını sarsmamış, bizatihi pamuk prenses kostümü giymiş at hırsızı kılıklı bir adamdan eşek sudan gelene kadar dayak yeme korkusuyla iyice sinmemize yol açmıştır.

Sertlik Derecesi: 23 Orlando Bloom.


Vincent Cassel

Vincent Cassel ha diyince hatırlayabileceğiniz bir adam değil ne yazık ki. Fakat oynadığı filmleri gördüğünüzde "aa bu adam o muymuş, ay ne kuuldu o filmde" şeklinde tepkiler verebilirsiniz.

Kemikli, sert bir yüzü ve kesinlikle çok pis bakışları olan bir adam (şimdi kendimi daha cafcaflı yorumlar yapıp "aa lan geylwölf hastası olm erkeklerin, kunektir bu, esnaftır. kesin" şeklinde töhmet altında kalmamak için kendimi tutuyorum yoksa ohoo). Uzmanlık alanı kötü, gerçekten çok kötü adamları oynamak. Les pactes Des Loups'da ; ki kanımca en iyi aksiyon\korku filmleri arasındadır Marc Dacascos (ağır abi manifestosu no 4: ağır abiler gülmez, gülümser. o durumda bile insan mutlaka kıllanır. marc dacascos'u ise bu listeden men eden şey gevşek gülüşüdür bir de ülkemizde capoera salgınını başlatan Only Strong Survive filminde giydiği skandal "outfit"dir.), Samuel La Bihan gibi oyuncuları Jean-François de Morangias karakteriyle ezen kişidir. Kötü, kibirli ve alçak bir adamdır ve bunu gözünüzün içine bakarak söylemekten çekinmez.

Başka bir filmde ise (Dobermann) çok azılı bir suçluyu oynar. Elinden düşürmediği Smith Wesson'u (ağır abi manifetosu no 12: ağır abiler "makine" kullanmaz. yumruk, kılıç hadi en fazla tek patlar pistol ya da döneme göre toplu tabanca (ama her zaman yüksek kalibreli, asla ve asla bir .357 ya da 38'lik değil) kullanır zira altı mermi koca bir kolombiya uyuşturucu karteli için yeter de artar bile) ile) ile muhteşemdir. Ben filmleri ve oynadığı rolleri saydıkça sanırım biraz daha açıklığa kavuşacaktır neden kendisinin bir ağır abi olduğu.

Blueberry-Blueberry; Çizgi romanını okurken aslında aklımda olan isim o değildi ama filmde gördüğüm anda kesinlikle başka birisinin o role yakışmayacağını anladım.

Oceans Twelve: François Toulour olarak sinir bozucu George Clooney ve yardakçılarına kök söktüren Fransız hırsız (bu arada evrende sinir bozucu olmayan, delikanlı havası olan tek Fransız rollerini de bu adam kesmektedir) rolündeydi. Aynı adam işte.

Birthday Girl-Alexei: Bu filmde bile kesinlikle çok ağır bir abiydi. Düşünün Nicole Kidman'ın soğuk, itici ya da bu ikisi birden olmadığı bence tek filmdir. Hatta uzun bir süre filmde Nicole Kidman ne zaman ortaya çıkacak diye beklemiştim, meğerse gözümün önündeymiş ehem. İşte bu filmde "ben de yaşamak istiyorum" diyişi var ki, evlere şenlik tüylere diken.

Crimson Rivers: Bu Grange uyarlamasında başına buyruk polis memuru Max'i oynar. Bilardo (pilarda?) salonundaki serserilerle muhteşem bir dövüş sahnesi vardır.

Sertlik Derecesi: 138 Necati Şaşmaz

Kısacası; nereye gözleri kan çanağı, elleri birilerine ya da bir şeylere vurmaktan harab olmuş sigara içen bir Fransız "badass" lazımsa Vincent Cassel gideceğiniz kişidir. Bu arada gerçek hayatta evli olduğu kişi için bile saygımızı haketmektedir, bakınız ve hülyalara dalınız efendim.


















Devam edecek, umarım.

3 yorum:

  1. Yahu bu super yazar kardeşimiz , galewolf arkadaşı acil bir zirvede tanışmalı kadeh tokuşturmalı bir aksiyonde görmek isteriz...

    Hergün açtığımda tane tane inci gibi postlar görüyorum...

    Tuşuna sağlık , devam...

    YanıtlaSil
  2. feyz alınması için birebir adam, daha da başka bişi demiyorum..

    YanıtlaSil
  3. bence de gayet başarılı bir çalışma olmuş, devlet monica belucci'nin memelerine sahip çıksın...

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.