22 Mart 2006

Erkek, kadın...

Nasıl bir kadın arıyorsunuz ya da nasıl bir erkek ? Aşkınızı yaşamak için istediğiniz insan nasıl biri? Nasıl tarif edersiniz o aradığınız insanı?.. ...ve o aradığınız insanı gerçekten bulsanız hemen koşar mısınız onun yanına? Yoksa ürküp geri mi çekilirsiniz?"Terk etmiş ve terk edilmiş" bir kadının macerasını anlatan Çiğdem Anat'ın "Aklım Nereye Gidiyor, Ellerim Nereye" kitabını okurken gördüm birden cevabı. Kitabın bir yerinde o cümle çıkıyor karşınıza, romanın kahramanı olan kadınla yeniden ilişki kurmak isteyen eski sevgilisi, karısından yakınırken şöyle diyor kadına :"Beni aldatabilecek bir kadın istiyorum."Bu cümlede duruverdim. "Kendisini aldatabilecek bir kadın isteyen" bir erkek. Birden fark ettim ki bütün erkekler aslında, bunu açıkça söylemeseler de, "kendilerini aldatabilecek bir kadın" istiyorlar.Bütün kadınlar da "kendilerini aldatabilecek" bir erkek. Ama bu cümlenin, kitapta yazılmayan bir devamı bulunuyor, bir başka cümle daha var bu cümlenin ardından gelen. "Beni aldatabilecek bir kadın istiyorum," ama "beni aldatmayacak bir kadın."Herkes, kendine muhtaç olmayacak kadar güçlü, başkalarına gidebilecek kadar özgür, her an kendisini beğenecek başka birini bulabilecek kadar alımlı birini istiyor, ama bu istediği özelliklere sahip olan insan kendisini aldatmasın da istiyor. "Aldatabilecek biri olmak" çekici kılıyor insanı, belki de çekiciliğin tarifi bu kadar basit, "aldatabilecek biri" olmak.İnsanlar "aldatabilecek olana" doğru çekiliyorlar, yaklaşıyorlar, dokunuyorlar, sonra kendi şartlarını söylüyorlar; "Ama aldatmayacaksın". Ve "aldatabilecek olanın" çekiciliği ile aldatılma korkusu arasına sıkışıyorlar. Her an bir kuşkuyu, bir korkuyu, bir tedirginliği soluyorlar öyle biriyle olduklarında.Biliyorlar ki, "aldatabilecek biri" aldatabilir."Aldatamayacak biri" güvenli ama sıkıcı "aldatabilecek biri" çekici ama korkutucu. Aşkın en zor kavşağı.Hangisini seçeceksiniz, istediğinize sahip çıkacak cesareti gösterebilecek misiniz, yoksa güvenli bir sıkıcılık mı daha cazip gelecek size?Kitabın erkek kahramanı da "aldatabilecek birini" aradıktan ve üstelik onu da bulduktan sonra duruyor zaten, karısını, çocuğunu, alışkanlıklarını bırakamıyor. Boş bir evde aşkla kendisini bekleyen "aldatabilecek kadının" yanına gitmiyor. "Aldatabilecek bir kadın" istiyor, o kadını buluyor ve daha önce verdiği sözden dönüp o kadını "aldatıyor". "Aldatabilecek kadından" korkuyor erkeklerin çoğu gibi. En çok istediği kadın, onu en çok korkutan kadın çünkü. Hayatı boyunca düşlediği, özlediği kadına kavuştuğu anda o kadından aslında ne kadar korktuğunu fark ediyor erkek ve "aldatamayacak olanın" sıkıcılığına dönüyor. Sonra da, hayatının sıkıcılığına, kendi korkaklığına bir teselli bulabilmek için toplumsal payeler, işinde geçici başarılar elde etmeye uğraşıyor. "Aldatabilecek kadın" ise yapayalnız, bir sevgili bekliyor.Erkekler "aldatabilecek bir kadını" sevip, "aldatamayacak bir kadınla" yaşıyorlar, güven ve rahat aşka ağır basıyor. "Aldatabilecek kadın", kendisine benzeyen bütün kadınlar gibi mutsuz oluyor kitapta.Onu şartsız ve korkusuz sevecek birini bulana kadar da mutsuz kalacak.

7 yorum:

  1. can dundar'in bir donem sikca forwardlanmis bir yazisi da pek benziyordu bu blog entrysine.

    yalniz kalmis kadinlarin teselli bulduklari bir dusunce iste. "ben aldatabilecek bir kadin oldugum icin hicbir erkekle duzgun bir iliski kuramadim."

    hahahahah yersen.

    YanıtlaSil
  2. amanin simdi evolutionary theories of matingden girip alpha male'den nestingden cikardim ama lost izliyorum, reklamlar bitti.

    YanıtlaSil
  3. kaldi ki her kadin aldatabilecek kadindir. uckuru dusuk olduktan sonra her kadin partnerini boynuzlayabilecegi birini bulur. bir sirkette 20.000 ABD Dolari maasla (ikramiye ve primleri saymiyorum) calisan, duzenli spor yapan, cok akilli, super yakisikli, hiper eglenceli bir adami, yanina bir turlu yakistiramadigim lise mezunu, 100 kilo, aptal, kultursuz ve cirkin karisinin bir otopark kahyasi ile aldattigi hikaye de buna ornek verilebilir.

    YanıtlaSil
  4. ben de otopark kahyasinin numarasini istiyorum zahmet olmazsa...

    YanıtlaSil
  5. aldatmayacak kadın var mı erkeğin hayatında.. bütün kadınlar bütün erkekleri aldatabilir, ve erkek milletinin malesef ruhu bile duymaz.. erkek kadını aldattığında kadın bunu hisseder, amma gözüyle görmediği sürece kendi hissettiğine inanmaz, çünkü sevdiği adamı öyle bir pozisyona getiremez gözünde.. ve çünkü kadınla erkeğin aldatma kriteri farklıdır, bir erkek bir geyik gece sonrası herhangi bir fahişeyle yatıp hiçbirşey olmamışcasına rahat bir şekilde evine dönüp kendini karısının / sevgilisinin huzur dolu kollarına atabilir, bu erkek için mastürbasyondan farksız birşeydir.. ama kadın milleti bir erkeğin mastürbasyon yapmasını bile ihanet sayacağından ötürü, hertürlü hatadır onlar için.. çünkü kadınların biriyle yatması için -normal kadınlardan bahsediyorum- ondan minimumda bir hoşlanması, sohbetini, kimyasını, elektriğini falan beğenmesini gerekir.. öyle kahyaya direk veren kadına biz motor diyoruz kendi aramızda, bunu da bir anekdot olarak ileteyim.. bir erkek için gerçek aldatma, bir ilişkisi varken bir başka ilişkiye girmektir, yoksa günübirlik ya da saatle ölçülebilecek kaçamaklar erkeklerin defteri kebirine aldatma olarak değil ancak skor olarak girer..

    ha kadın kahyaya da verir, sucuya da, tüpçüye de; ve fakat bu gene en başta erkeğin suçudur.. çünkü karısını / sevgilisini aldatmıştır, ve hatta bunu abartmıştır, sağda solda görülmüştür, kadıncağızın kulağına gelmiştir falan.. işte bu durumda, kadın kendini intikam almak ihtiyacında hisseder, ve önüne ilk gelene kahya / sucu demeksizin veriverir de rahatlatır ilk çağlardan beri sönemeyen intikam ateşini..

    bu yüzden, erkekler adına konuşmak gerekirse, bir ciddi ilişki esnasında, ya da evlilikte falan, bırak birisiyle yatmayı kalkmayı, mastürbasyonu dahi rafa kaldırmamız gerekir.. çünkü kadın milleti anlamaz, an-la-maz! anlamamakla kalmayıp, kendine hiç yakışmayacak işler yapar, orta - uzun vadede de bu işler psikolojisini bozar, elden gidiverir..

    biz biz olalım, sevgilimizi aldatmayalım a dostlar.. adı konmuşsa bir ilişkinin, bir bağlanmışlık varsa, dişi sineğe dahi yan bakmayalım, büyüklük bizde kalsın..

    ha, tabi ki bazı kadınlarda orospuluk switchi doğuştan on gelir hoş gelir, ley ley limilimileydir, onlara yapılacak fazlaca birşey yoktur..


    yemişim yutmuşum ilişkiler hegemonyasını, haberim yok:)

    YanıtlaSil
  6. aslında erkek monogamiye okadar yakın ki, kıymetimizi bilmiyosunuz.. kadınsı tafralarınız olmasa, hiç bi erkek evinden çıkmaz..

    neyse, boşverelim şimdi, kavga çıkmasın:)

    YanıtlaSil
  7. kadın üçotuzuna gelmiş hala çarmd seyrediyo, sonra da yok ütopi, yok adam tatile gitmiş karısını aldatmış fıkraları..

    ben bizzat kendimden biliyorum o seyahatlerde nası "eyvallah almiyim, öksürtüyo" denilebildiğini.. ama işte bağımlılık yapacak, samsun gibi, tekel 2000 gibi kadın lazım diyorum..

    ibnelik erkeklerde değil, adama adam gibi davranmasını beceremeyen kadınlardadır..

    ve tabi hep default olarak normal insanı ele aldık, gerisi zati doğal seleksiyon sürecinde hayatlarımızın dışında kaldılar, kalmaya devam edecekler..

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.