17 Ağustos 2006

Seçme Delilikler vol 7: İnternet "persona"ları ve ben (part 1)

Not: Dikkat bu yazı bol küfür (ki kendimi tuttum biraz), nefret ve kişisel görüş adı altında ona buna laf sokma içermektedir. Sonra okuyup "yıaa ne pis herifsin sen" diye ağlamayın. Her satırdan taşan "acrid gouts of anger" tarafından yutulmak istemiyorsanız uzak durun, uyarıldınız!

İnternet ile "tanışmam" 1996 yılına denk gelir. Hayal gücü "olm japonlarla amerikalılar birleşip gerçek voltran ("gerçek" voltran ne lan?) yapmışlar" raddesinde olan bir velet olduğum halde "şimdi ben yazıcam istanbuldaki adam ne yazdığımı görecek he mi?" şeklinde bir afallama yaşadığımı hatırlıyorum. İlk şoku üstümden atlatıp mirc sarı yıldırımına cafe personelini çağırmadan basabilmeye başladığımda çoktan "ortamların" şımarığı olmuştum bile. irc.aidata günlerini hatırlayanlar mutlaka vardır içinizde o yüzden 90 sonları a\s\l? "34, evet, heryerde" furyasını tekrar anlatacak değilim. Sonuçta "gerçek" dünyadan daha şenlikli, cıvıl cıvıl bir yer olduğunu kabul etmeliyim (başta elbette). Üstelik gündelik hayatta rastlayamayacağız türden "tiplere" de ev sahipliği yaptığından benim gibi "analizci"ler için muhteşem bir yazı kaynağıdır.

Sizler için, bütün sanal nefretimi topladım ve tahminen blog'u okuyan herkesi "ben de x yapıyorum ama senin kategorize ettiğin insanlardan değilim" şeklinde coşturacak bir analiz yaptım, lütfen misafirim olun.

-Fanboi\Fangrrl: Tanrı şahidim ki bu kendini (ve hayranı oldukları her ne haltsa onu) aşırı beğenmiş, egomanyak, pasif agresif orospu çocuklarından nefret ettiğim kadar başka hiçbir nefes alan\almayan şeyden nefret etmiyorum. Bu listeye Sezen Aksu, Björk ve Usame Bin Ladin'in dahil olduğunu düşünürseniz gerçekten ne derecede kaynayan bir nefret kazanı kaynatmaya başladığımı anlayabilirsiniz.

Sonuçta hepimizin "zevkleri" var öyle değil mi? Bir gruba ait olma dürtüsüyle, "lan ben de seveyim kesin bir numarası vardır" güdümünde okuduğumuz, dinlediğimiz, izlediğimiz bok yığınlarından bahsediyorum.

Misal ben iki yüzlü bir piçkurusu olarak Metal dinlerken Britpop'a nefret kusardım, şimdi ise Muse konserine gidemedim diye üzülmüş numarası yapıyorum. Ya da bir kaç yıl önce Tarantino filmlerine taparken "abi Guy Ritchie porno çeksin o bile Tarantinodan iyi olur" diye kıvırabiliyorum. Bu kendine iğneyi batır seansından sonra inşaat çivisi ebatındaki çuvaldızı bol keseden dağıtmaya başlayabilirim. Hah ne diyorduk. Fanboy nedir siz kolej okumamış cahiller sürüsüne (ben okudum, çünkü ailem o kadar zengindi ki parmağımızdaki yemek artıklarını başkalarına yalatıp temizletiyorduk) anlatayım. Herhangi bir ürüne\kişiye fanatikçe ve sorgusuzca bağlı olan ve hayatını bu bağlılığı ile ön plana çıkaran genelde zevksiz (genelde yazdım ki içinizde aslında fanboi olup da "genelde yazmış olm baksana biz öyle değiliz ahı ahı" diye sevinecek gerzekler biraz olsun beni mesaja boğmasın) hırtolardan ve gotik kadınlardan müteakip bir ordudur bunlar.

Örnek isteyenler çok uzağa değil, sourtimes.org denen sosyopat cennetine girip "lost" yazabilir. O başlık altında sanki bir diziden değil de evrenin sırrını sunan koca göğüslü bir melekten bahsediliyormuşcasına akan salyaları okuyarak eğlenebilirsiniz (evet o ...na kodumun dizisini izledim ve hayır zerre de beğenmedim). Neyse konuya dönelim. Az çok ne demek istediğimi anladıysanız bu nefretimi şapşal bir dizinden, müzik gruplarına, çizgi romanlardan, yönetmenlere ve yazarlara kadar uzanan alanlarda "çalışan" fanboi\grrl tayfasına aynı şiddetle yönelttiğimi de biliniz. Yani bir lost fanboi ile çemberimde gül oya fangrrl arasında zerre fark gözetmem. Yok gözetirim o da fangrrl normalin aksine bıyıklı, sahte sarışın ve gotik değilse (tanrım, kendi yarattığım canavar yüzünden geceleri uyuyamayacağım şimdi).

Herhangi bir şekilde, bir insan için ilk sarf edilen tanım "ya o bilmemkimin hayranıdır" ise bu zaten benim nefret kusmamı gerektiren bir durum değil aksine gayet üzücü bir durumdur. Çok şükür şu hayatta bir çok şekilde çağırıldım ama izlediğim\dinlediğim bir şeylerin fanatiği olduğumu belirten bir şekilde tanımlanmış değilim. Çok sevebilirim bazı şeyleri sorun değil ama hiçbiri için ne başkasının kafasını ütülerim ne de hasbelkader başkalarının olumsuz fikirlerine "çok kötü lan bu" damgası basabileceğim bir şer yuvası var diye karşıt görüşteki insanları terörize ederim.

Bu tipe en güzel örneği sanırım dinlediğim şu hikaye veriyor. İşte zamanında (1999) bir dershaneye gidiyorum, kazma olduğum için ikinci kere girmem gereken üniversite sınavı zaten sırtımda yük bir de deyim yerindeyse "yanıyorum". İşte "eh" diyebileceğiniz türden bir genç hanıma yazma çabalarım kendisi tarafından saatlerce esir alınıp hayatına dair karın bölgenize maket bıçağı sokulmasından daha eğlenceli anektodlar dinlemek olarak bana geri dönüyor. Öyle yargılayan gözlerle bakmayın, hele erkekler. Gerçekten kaç flörtünüzü içten içe bir howitzer'e yerleştirip dünya yörüngesine fırlatmak istemeyecek kadar uzun süre dinlediniz ki? Neyse, böyle diyeceğinizi biliyordum, sizi gidi iki yüzlü serseriler. Kız arkadaşınız ya da yazdıklarınız buraları okumadığı zaman dürüst cevabınızı verisiniz. Ehm dağılmasın konu. İşte bu genç hanım kendisinden 10 küsür yaş büyük "punk" erkek arkadaşının (evet, zaten beni tanıyorsanız olayın böyle gelişeceğini bilmeliydiniz) nasıl hasta bir Tarantino hayranı olduğunu saatlerce anlatabilirdi. Neymiş bir gece diskoya gitmişler, arkadaşı da (gözümün önüne kot ceketli, belki mohawk saçlı kokuşmuş bir fake punk geliyor. orospu çocukları, gerçek punklar sizin gibileri sabah kahvaltısında önce tecavüz edip sonra eritip şırıngalarına doldurup uyuşturucu diye çekerler be)) duvardaki televizyonda Tarantinonun yüzünü görünce saatlerce olduğu yerde ayakta bakakalmış. Aman tanrım bu nasıl bir adanmışlıkmış. Fuck you anlıyormusunuz fuck you!

Nefret ediyorum, Björk Top 10 listesi bile bende daha güçlü bir kusma duygusu uyandırmıyor inanın bana! Ama özellikle seç derseniz metal grubu fanboi (yeter artık geçti doksanlar, yıkanın), anime fanboi (bir kişi daha naruto kelimesini ağzına alırsa sanal gazabım üzerinize çökecek), duman fanatikleri (acınası insanlarsınız) ve elbette lost fanboi\grrl (bu sadece bir dizi arkadaşlar, cidden)


Kazanova: İnternet "gerçek" hayatta yapamadığımız bir çok şeyi gerçekleştirebildiğimiz sihirli bir oyuncak. Özellikle de üç boyutlu ve karşı cinsten varlıkları içeren cinsel ilişkiler söz konusu olduğunda bir çok insanın artık "abi çok güzel ortamımız var" korkunç heriflerden ziyade başvurabileceği yeni "mekanlar" menzilinde gözlenebilecek bir hayvan yavruları gerçekten incelemeye değerdir (bu arada hadi sizi laf sokmak için araştırma yapma zahmetinden kurtarayım, üç yıllık bir siberalem.com bir de yonja.com hesabım var. işe yaradı mı diye soracak olanlara "sizin ki yaradı mı" karşı sorusu ile gelirim). Sonuçta yeterince kendizi kandırabilirseniz resmen bir iş gibi 80630.com (beni yeterince cadde piçi bulmayıp red etmiş bir sitedir) adreslerde "18-22 f" arama tuşunu duman çıkartarak kullanmayı "yeni bin yılın tanışma yöntemi" olarak yutturabilirsiniz.

Bu "alemden" yararlanan envai çeşit dostumdan ve sitelerden edindiğim izlenimlere göre bazı çıkarımlar yaptım. Misal, siberalem.com profilleri daha ziyade düşük eğitimli ya da havuz problemi çözdüğü halde bırakın üniversite okumayı ilk okula geri gönderilmesi gereken, bir erkekten hep "dürüst olması, yalan söylememesi ve doğru konuşması"nı isteyen kadınlar ve "kadınlar tarafından çok aldatıldım, artık şöyle uğraştırmayan, iki bara diskoya yatağa atabileceğim sekreter arıyorum lan" herifler tarafından istila edilmiş bir cennet. Sordum, "abi karşına quasimodo da çıkabilir, sevişirken ayık kalabileceğin bir tanesi de" şeklinde bir standarta sahip olduğunu anladım.

Yonja.com ise 80630'a giremeyecek kadar zeki (ki bu temel matematik bilginiz bir porsuktan hallice demektir) ya da fakirseniz (ya da sizi içeri alacak bir dişi tanıdığınız yoksa) buradaki yüzbinlerce leş yiyiciden şansınıza artık ne düşerse (bel soğukluğu,syphillis, ebola vs) şeklinde takılabileceğiniz bir mekan. Şöyle diim galaksideki en korkunç, en günah dolu okul olan Yükseliş Kolejinin bir "grubu" var ki siteyi yapan şerefsizleri saçları kanayana kadar dövsem hakim ceza yazmaz.

80630.com kullanıcı profili ise sırf prensipten dolayı sokaklarda acımasızca avlanması gereken bir alay dolusu korkunç insandan oluşmaktadır. Bir kere gidip forumlardaki "tartışmalara" şahit olmanız bile yeterli. O anda evinizde rambo bıçağınızı bilemeye başlayabilirsiniz. Her on profilden sekizinde mutlaka araba markası, çorabı bile eurodan satan euro-thrash marka kıyafet iması ve yürüyen bir fotoğraf makinesi tripodu olduğuna dair iddialar mevcut. Kadınlar ise bence site işletenlar tarafından TCPS (Türk cadde piçi standartları) göz önüne alınarak ağır ve acılı mastürbasyon seansları sırasında yaratılmış hayali insanlar.

Neyse sonuç olarak kabul ediyorum; bana "iş" çıkmıyor diye çamur attığımı kendi kendinize söylerek tatmin olmanız bittiyse bazı insanlar hayatlarının aşklarını bulmuş olabilir ama emin değilim. Cidden o kadar umutsuzmusunuz (yani kısacası siz ben misiniz?)


Politika Delisi: Ahh, sizi gerçekten çok seviyorum sayın cahiller sürüsü. Hiçbir şey hakkında bu kadar uzun yazılar yazabilecek başka kim var ki? Bu adamlar için varsa yoksa güncel sorunlar, dünyanın nereye gittiği ve "birilerinin çok olmaya başladığıdır". Sizi gidi çakal sürüsü, bildiğiniz yanıldığınıza yetmezken zaten manipülasyona hazır binlerce talaş kafalıyı bu şekilde gütmenizi farketmedim mi sanıyorsunuz?

Porno teorileri, anti semitizm, pro semitizm, ırkçılık, karşı ırkçılık ot bok. Benim için hepsi aynı. Hiçbiriniz bana "gerçeği" gösteriyor değilsiniz zira siz hayvan yavruları "ekmeğe agu pipinize boru" derken ben bütün bu saçmalıklara gözü açılmış bir insandım. Apolitik diyin, liberal diyin götçü diyin hiç farketmez. Belirli kıstaslar (ki bunlar gayet sağ kanat militarist demokratı kıstaslarıdır) haricinde galaksi yansın umurumda olmaz. Olanı tutmayayım ama bu konuda bokunda boncuk bulmuş çingene gibi "lan ülke gidiyor elden" şeklinde çığıran da birdir "nıhaha ülkeyi bölücez lan süper" diye godoş da. Kendilerine sadece "beyler sağ el yara olduysa sola alalım" diyebilirim.

FRP Delirtir: Tamam, zamanında Türkiye denen bu "dünya üzerindeki sürgün mekanı" 90'lı yıllarda şimdikinden mislice sıkıcı bir yerdi. Tek televizyon kanalı, ayak bileğinde etekler, sırada namaz kılmayı içeren din dersi sözlüleri vs...anladınız siz beni.

Sonuçta nedir, hasbelkader fotokopi bir Players Handbook, haddinden fazla zaman ve bir kaç eş güdümde hödük ile gayet eğlenceli zamanlar geçirdik. Dik diyorum zira 1993 yılında sabahlara değin ecinnilerle dolu oyunlar oynamak, "büyü cast ediyorum" şeklinde iki dile birden tecavüz eden tümceler kurmak ve öys için matematik çalışmak yerine thaco hesaplamak gayet normal hatta "cool" bile sayılabilecek bir aktiviteydi.

Peki yıl 2006 hala uzun saçla Çatı'da takılmanın, Clericle, Nosferatu ile debelenmenin manası nedir? Lafım ilk defa bu illet ile tanışan veletler ve onların bahtsız kız arkadaşlarına değil (bu arada oyunlara kız arkadaş getirmek adlı nefret destanımı bekleyiniz) hâlâ peride böcekte "cidden" olan adam ve varsa kadınlara. Evet çok iyi "nerd" anılarım var. Bazı anları gayet "yüksek" anarım ama oldukça büyük bir zaman dilimini de daha faydalı işler yaparak geçirebileceğimi kabul ederim. Fakat işte güzeldi, bırak gitsin kardeşim. Hala ısrar etmenin, fanatikliğin ne anlamı var. Yapma lütfen, eğer frp sayesinde "götürülebilseydi" inan bana 13 yıllık "deneyimlerimle" ben konuşuyordum. E peki diyelim ki kadınlarını iki boyutlu seviyorsun, hala ejderli t shirtlerin, büyücülü wallpaperların anlamı nedir? Yeter gayrı, bırak yeni nesil "geek"lere yer aç. Lütfen!

İki yıl önce Metucon'a gittim 5 yıl aradan sonra. Alakasız bir şey içindi. Oturuyordum güzel güzel işte eski günleri yad ediyorum vs. Yanımda bipleyerek karton bir r2-d4 geçti (star warsdaki robotlardan birisi). İçindeki uzun saçlı hippi kılıklı bu şekilde kalabalık içinde gezindi sonra bipleyerek gitti. Biptir git! Daha fenasını söyleyeyim, zamanında cidden bu işlerin suyunu çıkarmaya yemin ettiğim ve şimdi görsem kendimi döveceğim bir dönemde editörü olduğum siteye şöyle bir mail gelmiş:

"abi biz 500 kişilik bir frp topluluğuyuz, türk insanına frp'yi öğretmek için taksimde üstümüzde şövalye zırhları ve kılıçlarla gösteri yapacağız bize yardımcı olurmusun?". Herşeyden önce 500 kişilik frp grubunu üstlerinde zırhlarla ve kılıçlarla taksim meydanında düşünmenin yarattığı ani beyin kanamasını geçince bu geri zekalıların kendilerine yardım edeceğime (daha doğrusu onları bir çifteli ile vurup acılarına son vermek harici yardım edebileceğime) inanmış olmaları bazı sınırları geçtiğimin işaretiydi. Mail'i keşke saklasaydım, ama gerçektir inanmayan da kendi bilir. Ben dışarıda böyle 500 herifin gezindiğini bildiğimden yastığımın altında dolu bir magnum ile uyuyorum açıkcası.

Aman tanrım resmen kustuğum kin boğazımı yakıyor! Şimdilik ziyadesiyle maskülen korkunçluklara el attım, hanımla da üzülmesin onları da kagetorize edeceğim.

6 yorum:

  1. emeğine sağlık arkadaşım, teraziye tıkladım:)

    YanıtlaSil
  2. Arkadaşlar 3000 download 60 rep, emeğe saygı. :)

    YanıtlaSil
  3. sen gene yap ibişliğini birader, sana bişi olmasın.. ilerleyen saatlerde de ben yapacam, cümleten çılgın atarız:)

    YanıtlaSil
  4. yahu bu galewolf birader bu kızgınlık bu öfke ile ordulara bedel bir yaklaşım izliyor , pür dikkat ve beğeni ile okuyorum...

    Bunun haricinde o 500 kişilik ekiple ilgili mail banada gelmiş olup , bir html sayfasına yönlendirerek form dahi doldurtuyordu...

    Kılıç , kalkan , taksim meydanı...

    Beni fiziksel olarak görenlerin o 500 kişi içinde benim olduğumu hayal etsinler...

    Saçlarım zümrüdüanka kırmızısıdır...

    YanıtlaSil
  5. Yaşasın artık tanığım da var. İnsanları bir o 500 kişilik frp grubuna bir de Ankara sokaklarında tırpan ve elektirikli testereyle yol kesip "kibarca" para isteyen korkunç heriflere inandıramıyordum, gitti bir kaldı bir. Arkadaşlar rep basmazsanız linki kaldırıyorum, emeğe saygı. :)

    YanıtlaSil
  6. o dilenci texas chainsaw fanlarını benim görmüşlüğüm hatta çorba + kuru pilav parası vermişliğim var geylwolfüm, yalnız değilsin:)

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.