26 Ağustos 2006

Cumartesi günü mesaisi.

Taa ilkokul sıralarında öğretilen bir şey vardır bize. P.tesi, salı, çarşamba,perşembe, cuma hafta içi günleri, cumartesi, pazar ise hafta sonu günleridir. Hafta sonu demek ise "tatil" demektir. bu kısmını ilkokulda öğretmemiş olsalar da tecrübelerle sabittir ki kimsenin karşı cıkacağını da sanmıyorum, tatil demek ise sabah en az 10.00'da kalkmak, kahvaltıda domatesi biberi reçeli balıyla sefa sürmek, gazetemizin ilk kısmını yatakta okurken ikinci kısmını klozetin huzur veren serinliğinde okumak, yetiştirmem gereken iş var mı yok mu diye düşünmemek demektir.

İşte bu gerçeği gözardı eden bir çok işverenin dayatması sonucu (bakınız hepsi demiyorum) cumartesi günleri de hafta içi günlerle karışmış, haftanın en sevilen günü olma özelliğini, sempatisini birazcık kaybetmiştir. cumartesi mesaileri son bulmadığı sürece de kazanamayacaktır nezdimde. gerçi bu gün mesaisi için, her ne kadar "iyi bari öğlene kadar çalışıyorsun" gibi tepkilerle karşılaşılsa da unutulmaması gereken bir şey vardır. sorun işe gitmek gelmek değil, sabahın 07.00'sinde uyuyor olmamız yerine yüzümüzü gözümüzü yıkamış, tıraşımızı olmuş şekilde servis beklemektir. zaten bundan sonra yarım gün tam gün çalışsan cok da bir şey farkettirmemektedir.

"peki çalışan için durum nedir?" derseniz cevabım kısa ve net olacaktır. cumartesi işe gelen adam oturur iş yapmaz, açar tahinpekmez'i oturur kendince bir şeyler karalar..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.