20 Temmuz 2006

atesboceklerine...

yeni katılmış biri olarak herkese selam ederim.

asagida bir bir yazım var...

ırakta ölen bir ateşböceği için yazmıştım...onların ışığına duyduğumuz ihtiyaç her geçen gün artıyor...umarım hiç vazgeçmezler ve biz de uma uma muma dönmekten vazgeceriz...

Ateşböcekleri ve Karanlık

Bir haber okumuştum...28 yaşında Amerikalı bir kız Bağdat’ta “sözde” direnişçiler tarafından öldürülmüştü...“Bağdat Meleğine Ağıt” yazıyordu başlık olarak...Ne işi vardı o kızın orda? Amacı neydi? Suçu neydi? Yazılana göre savaşta zarar gören sivil halka yardım etmek için oradaydı iki yıldır...Daha önce de Afganistan’a gitmişti...

Bu kendi ufacık yüreği kocaman kız kendi ülkesinin açtığı yaraları bir parça olsun sarmayı amaç edinmişti kendine...Hiç aklı yoktu yani...Bu dünyada hiçbir iyiliğin karşılıksız kalmayacağını öğretmemişlerdi ona...Kendisine dokunmayan yılanların bin yaşaması gerektiğini bir türlü almamıştı küçük aklı...Çok lazımmış gibi “insan” sevgisiyle doluydu yüreği...Dili, dini, ırkı değil “insanı” seviyor, mücadele ediyor, kafa tutuyordu...

Bilmezdi ki koca koca kötülükler küçücük bir iyilikten bile korkar...Bilmezdi ki karanlıklar ateş böceklerini sevmez...Çünkü onlar, karanlığa rağmen çıkar ve ışığıyla kafa tutar...Senden korkmuyorum, gizlenmiyorum der...Bütün evreni kaplayan koskoca karanlık acizdir küçücük bir ateşböceği karşısında...Çünkü ateşböcekleri çoğaldıkça, aydınlık artar...

Önyargılara doğrularla, baskılara cesaretle, nefrete hoşgörüyle, sindirmeye dirençle, sevgisizliğe sevgiyle, kavgaya dostlukla karşı çıkar ateş böcekleri...Savaşla, terörle masum insanları öldürürken, kadınları ezerken, hayvanlara işkence ederken, çocukları ağlatırken hep bir avuç ateş böceği çıkar...Işığı olur yeryüzünün, kabusu olur karanlığın...Başedemez karanlık onunla, ne zaman bütün ihtişamıyla ortalığı kaplasa, ateşböcekleri dikilir karşısına...Korkar onlardan, yoketmek ister...Bilir ki, arttıkça ateşböcekleri, gücü azalır kendinin, aydınlanır dünya...Bilir ki, ne kadar yok ederse etsin, hep bir ateş böceği çıkacaktır karşısına...

Ama zordur ateş böceği olmak...Yürek gerektirir...Cesaret gerektirir...Mücadele gerektirir... “Neden ben” diyerek zaman kaybetmemeyi, onun yerine “şimdi ne yapmalı” demeyi gerektirir...Sevgi gerektirir...Yalnız kendini değil insanı, doğayı sevmeyi gerektirir...İnanç gerektirir...Hoşgörü gerektirir...Saygı gerektirir...

Gerçekleri bilmeyi de gerektirir, hayal kurmayı da...Gözyaşı da gerektirir, kahkaha da...Akıl da gerektirir, çılgınlık da…Dinlemeyi de gerektirir, gereksiz seslere kulağa kapamayı da...Yetişkin olmayı da gerektirir, çocuk olmayı da...

Çok zor değil mi? Acaba bundan mı bu kadar az, bu kadar parlak ateş böcekleri?..Yoksa sandığımız kadar az olmadıkları için mi karanlığın bu paniği?...

1 yorum:

  1. efem geciken bir hoşgeldin kommenti şeedeyim gecenin şu saati.. beberuhi adlı üyemiz de yüksek yerlerden torpilli insanlardan olup hiç sorgulanmadan aramıza alınmış, ve yüksek yerlerin gönderdiği üyeleri sorgulamanın yersiz olduğunu bize bir kez daha ispat etmiş bir insan evladıdır.. sitemizde hernekadar politika yasak dedikse de, insanlık hiçbiryerde yasak olmadı, olmayacak, o yüzden ellere sağlık, nicelerini bekliyoruz..

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.