10 Ekim 2006

çocuklarım olmadan asla diyenler için..

televizyonlarımızı yaklaşık olarak 3 yıldır şenlendiren aliye dizisi ile ilgili sustum bugüne kadar lakin artık sıra bana da geldi ben de konuşuyorum. hadi bakalım..
3 yıl evvel ilk başladığında (3 sezon mu demeliyim) evimde olmayan internetin boşluğunu televizyondaki bilimum çeşit türk dizisiyle doldurmaya çalışırken keşfettim bu güzide diziyi.. hatta o zamanlar kimselerin izlemediği (daha yeni başlamıştı, seyirci asmalı konağın etkisini üzerinden atamamıştı felan yanlış anlaşılma olmasın sakın) bu diziyi annem ve ablam dahil sağa sola tavsiye edip ekranların karşısına bi kaç müptela kazandırmışlığımda vardır (komisyona karşıyım kesinlikle dolayısıyla ekibe herhangi bişey belli etmedim)
eminim ki hayatta işim olmaz diyen aranızdan büyük çoğunluk da dizinin en azından konusunu biliyodur. zira dizinin hemen arkasından yayınlanan özel hat gibisinden bi magazin programı olsun(ki en az yarım saatini bu dizinin oyuncularıyla gelecek bölüm hakkında ipucu almaya çalışarak geçiriyolar), atv ana haber bülteni olsun, oyuncuların günlük hayattaki ıvır zıvırlarıyla olsun dizi her daim gündemde kalmayı başardı. bu zaman içinde benim gibi başlangıçta sadık izleyicilerinden bi kısmını kendisinden soğutmuş olsa da (ya da eskisi gibi sadık olmayan diyelim) 3 hafta izlemeden geçen süreden sonra izlenildiğinde bütün açıkları kapatacak kadar da rahat anlaşılır bi dizi olma özelliğini kaybetmemiş.
ilk başlarda koca dayağından ve kaynanadan çocuklarını da alıp kaçmak isteyen aliye nin dramatik öyküsüydü dizinin ana hatları. lakin zaman geçti dallandı budaklandı sezonlar ilerledikçe. şimdi şöle bi ekrana baktığımda ;
-aliye dayısının muayenehane ile ev karışımı apartman dairesinde bi göz odada yaşar, konfeksiyonda overlokçuluk yaparken şimdi havuzlu evin bahçesinde artık boşanmış olduğu eski kocasını en şirret haliyle tersliyor..
- asarım keserim ayarındaki koca (sinan diyoruz biz) sütümü de döktüm yemek de kalmadı ki ne yiyim edalarında ezilmekte..
- eve gelen 3 -5 eski müşterisiyle kıt kanaat geçinen dayı, özel bi hastanede başhekim olma yolunda ilerliyo hatta o kadar ki 40 ından sonra evlendi çocuk pışpışlıyo..
- sinan dediğimiz hergele uğruna gül gibi aliye yi bıraktığı - tam o esnada zorla da olsa barışmışlardı- leyla hanfendinin ek kartlarını iptal ediyo, leyla hanfendi de hamile. sinandan ektiği tohumu büyütecem diye inat ediyo. velakin ilahi adalet işte çocuğu düşürdü al bakalım şimdi noolacak?
- aliye zamanında yediği koca dayaklarını unutmadığından olsa gerek, -bi de artık fabrika sahibi olduğunu belirtmek lazım bu hususta- atölyesinde çalışan kimi overlokçu, son ütücü ve hatta ortacı kadınları koca dayağından korumak için bi sığınma evi inşa etmeye karar veriyor..
- bu arada dizinin bunca zaman bunca genç kız ve kendini genç hisseden kadın tarafından izlenme sebebi olan deniz (ki gerçek hayatta nejat işler diye bilinir) adlı doktorumuz diziden son sezon ayrılmış olduğu için dizinin karizma yapan erkek figürü de kaybolmuş..
- çocuklar son derece mutlu ve tek vücut olmuşlar o kadar ki koro halinde konuşuyolar sadece. arada kanon felan da yapmak lazım halbuki (yanlış mı düşünüyorum?)
- dizinin artık çocuk kaçırma, çocuk psikolojisi, acı çeken anne figürü gibi kavramları kalmadığı için diziye heyecan katması için tasarlanan tüm sahneler sadece hastanede gerçekleşiyor..

durum bundan ibaret, şimdi sanılmasın ki bunca konuştum artık yüzüne bakmam dizinin. hayır! eski heyecanını kaybetmiş olsa da, halen "çocuklarım olmadan asla" diyebilenler de var şu hayatta.. ya siz?

1 yorum:

  1. başka başka sitelerde adamlar lost yazsın metre metre, fasikülle prison break yazsın niptak yazsın, bizim sitede aliye..

    gariban siteyiz lan ne var, niye üstümüze geliyonuz ühühü

    biz gene de mottoya sığınalım, hernekadar kokmuş da olsa bu ayaklar:

    "yerli malı yurdun malı, herkes onu kullanmalı.."

    emeğine sağlık panterim güvenolmazım, replere gelesin:)

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.