kendisi ile ilk olarak 2006 yılının mart ayının onbirinci
gününde, hamburg’da tanışmıştık.. ellisini aşalı epey olmuş, ingiliz olduğu
beşyüz metreden bağıran ince uzun yapılı, eli yüzü düzgün bu adamcağız gayet
sakin bir şekilde, david gilmour’un konser vereceği mekanın kapısında karaborsa
bilet satıyordu. konser başlamadan iki dakika önce kayboldu, yerlerimize
geçerken arkadaşı sahne önü birinci sırada koridor başındaki koltukta orkestra
elemanları ile selamlaşır halde bulduk. hatta dave sahneye çıkıp yerine
geçerken ufaktan bir selam çaktı abiye, belli ki abi alelade bir karaborsacı
değil, başka bişey..
konser boyunca arada abiyi de izledim. hepimizden daha
heyecanlı izledi, hop oturdu hop kalktı, fakat baba son soloyu atarken
kayboldu! bulmamız uzun sürmedi, dışarıda işportacılar arasında yerini almış,
tişört satıyordu. bu sefer beklemeye karar verdim ve ahali dağılınca elemanla
sohbete giriştim. meğer birkaç yıl önce emekli olmuş, çoluk çocuk zaten hepsi
kendi hayatlarını kurmuşlar; bu eleman da uzun yıllardır hayranı olduğu roger
ile david’in konserlerini takip etmeye başlamış. adam resmen hayalimi yaşıyor! konserler
john carin’in her ikisinin orkestrasında as eleman olması nedeniyle çakışmadığı
için de, o da bu sayede hiçbirinin konserini kaçırmadan peşlerinde dünyayı
dolaşıyormuş. ve tabi ki böyle bir bohem hayatı ingiliz dahi olsa emekli maaşı
ile karşılayamayacağı için konserden önce karaborsacılık, bitiminde ise tişört falan
satarak para kazanmaya çalışıyormuş. O sıralar roger waters istanbul konseri
henüz official değil fakat bende insider bilgi gırla, “istanbul’da görüşürüz o
zaman” dedim. önce inanamadı, ama yine de telefonlarımızı aldık, görüşmek üzere
dedik ve ayrıldık..
haziran ayının ondokuzu olduğunda elemanı aradım, fakat
telefonuna ulaşılamamakta idi.. herhalde gel-e-medi diye düşündüm, kendimi
ertesi günün heyecanına bıraktım..
konser günü sırada beklerken, tam da pinkfloydturk.net
admini okan’a hamburg’da böyle böyle bi adamla tanıştım diye anlatırken bir de
baktım eleman karşıdan bana doğru geliyor! “telefonum bozuldu, numaranı
kaybettim, arayamadım seni” diye af diliyor koca adam, akşam fırsat olabilirse
beni de roger’ın yanına sokmaya çalışacağını, birkaç hafta sonra roger’ın
verona’da konser vereceğini, konserin kendisinin 66. roger konseri olacağını ve
o gün 66 yaşına basacağını söyledi ve benim de orada olmamı istediğini söyledi,
yine kalabalığın arasında kayboldu. konser çıkışında ise bizim açlar herhalde
kendi işporta alanlarını yedirmediler, göremedim. zaten kalabalık bir ekiple
idim ve bel ağrısı ile kıvranmakta olduğum bir 3 saat sonrasında daha fazla
arayamadım, uzadık..
birkaç zaman sonra aklıma geldi, roger’ın o verona konseri
ile ilgili videolara bakındım ve gördüm: roger adamın doğum gününü sahneden
kutladı! o tarihte şak diye çıkan video aradan geçen yılların neticesinde
diplere gömülmüş sanırım, bi on dakika kadar aradım bulamadım, olur da bulursam
editler koyarım linkini..
aradan dokuz yıl geçti, ve rabbim arada iki roger konseri
daha nasip etmiş idi fakat kevin emmiyi bir daha görmek nasip olmamış idi, ben
dave’in floransa konserine bilet aldım, atladım gittim, tee oralara konser için
gelmiş bir floydian kardeşimle konseri seyrettim, konser bitimi tabanvay şehre
dönmeye başlamışken ve dahi tam da elemana “vaktiyle hamburg’da bi elemanla
tanıştım” diye tam da kevin’i anlatırken bir de baktım bizimki 5 euroya iş bu
yazıyı süsleyen posteri satıyor!
beni gördü önce tanıyamadı, sonra gözleri büyüdü, “ben
hamburg’daki türk elemanım” deyince jetonu tam olarak düştü, ne yapacağını
bilemedi, sonra kendine gelip “şu an satış yapıyorum az bekle konuşuruz” gibi
bişey dedi, gülümseyerek elindeki posterlerden birini uzattı “hediyem olsun”
dedi, ve dahi yine kalabalığa kapılıp kevin emmiden bir daha karşılaşacağımız
güne kadar ayrıldık..
inşallah kevin emmi ile bir sonraki karşılaşmamız yine bir
dave konserinde ama bu sefer istanbul’da olur.. rabbim bu bohemimsi ingiliz emmiye
uzun ömür versin, roger ile dave müzik yaptıkça o da onları takip edebilsin
inşallah.. bize de kıyısından köşesinden, hepsine olmasa da birr kaçında
karşılaşabilmeyi nasip etsin, amin:)
aaammiiiiiinnnn
YanıtlaSilüfff ben sahici tahinpekmez'i özledim yaa:(
YanıtlaSilBen de çok özledim
YanıtlaSil