12 Ekim 2006

pamuk orhan - lokman hekim gelse yaram azdırır..

bir nobel barış ödülü daha, acısıyla, tatlısıyla bağlandı ve bitti sayın seyirciler.. bu sene ipi göğüsleyen kişinin adı renkli türkçe, ve hatta benimle aynı coğrafyada yaşıyor, aynı oksijeni yakıyor, sıçtığımız aynı marmaraya gidiyor, ve hatta aynı nüfus kağıdına, pasaporta sahibiz (onunkisi yeşil olabilir, ve hatta artık ödülü var kırmızı bile verebilirler, no problem)..

bu bir garip freko kardeşiniz, kimi postlardan da bileceğiniz üzere, uzun yıllar memleketi yabancıya tanıtarak ekmeğini kazanmış bir kimsedir.. yapılan muhteşem dış tanıtımlar sonucunda, memlekete gelen eksiksiz her yabancının "develer nerde, senin kaç karın var, çöl ne taraf" gibi sorularına maksimumu bir hafta süren cevap sekansları sonrası memleketine bu ülkeye tekrar dönmek üzere gitmesini sağlamış bir yurdum gönüllüsüdür.. göze çarpan her boku bir kisveye büründürüp allamış pullamış, ve fakat yıllar geçip büyüdükçe, ve kendi gerçeğini kabul ettikçe, kafileyi fatih'in enteresan yerlerinden de geçirtmiş, konya'nın çingene mahallesinde bildiğin toprak damlarda oturanları da tanıtmış, ve fakat tüm bunları memleketin gerçekleriyle açıklayarak ecnebinin bakış açısını dardan geniş açıya almayı başarmıştır.. buradan "hadi lan herifleri kandırıp kandırıp sattın halıları, karıyla kızla gezdin allahsız" adam diyenleri duyar gibiyim, lakin tek bir allah kulunu kandırmışlığım, tek bir ecnebi huriyi sarhoş edip yatağa atmışlığım yoktur, kalıbımla temin ederim..

şimdi tüm bunlar, binlerce, onbinlerce, yüzbinlerce (milyon karıştırmiyim, emin değilim) vatan evladından birinin yaptıkları.. ve bu kişi(ler) hiç üzerlerine vazife edilmediği halde bu işleri yapar, sonra bir sebeple ecnebi memlekete gideceği vakit vize kuyruklarında can çekişir(ler)..

öte yandan, pamuktan müteşekkil orhan kardeşimiz, üç beş kitap yazar, karizma yapar "kitaplarımı dolmakalemle yazıyorum" diye, şahane bir hayatı vardır şişlide nişantaşında bir apartımanda büyür, ki o vakitler bunlar yok ise halin haraptır, şimdilerde yalıdan boğaza bakar artık ne içer ne içmez bilemem okadar tanışıklığımız yok, sonra benimle aynı memleketin suyundan içmiş aynı kaldırıma -ara sıra- basmış bu adam, kalkar gider yabancı ellerde, "türkiye'de şu kadar x bukadar y cinsinden insan öldürüldü" der, nobele aday gösterilir, bir tur pas geçilir, ertesi sene, tam da fransa meclisinin ermeni soykırımı yok diyeni içeri atmayı kabul ettiği gün, bunu perçinlermişcesine ödülü veriverirler kucağına..

nobel ödülünün ne olduğunu belki bilmeyen vardır, bir kısa geçelim: alfred nobel diye bir eleman, trinitrogliserini bir şekilde kuma emdirmeyi başarıyor, bundan dinamit üretiyor, bu sayede zibilyon tane insan ölüyor, fakat alfred abi çılgın bir servet yapıyor.. bu servet zamanla her zenginde olduğu gibi alfred abide de vicdan yapıyor ve neticede abi nobel vakfını kurup varı yoğu buraya bağışlıyor, paralar ilimde fende edebiyatta barışta güzellik yapan insanlara dağıtılsın diye.. toprağı bol olsun, ahmet kaya güzel bir şarkısı içinde aynen şöyle derdi: "bu ne yaman çelişki anne.."

şimdi iki durum var.. pamuk orhan, eğer benimle aynı öze gerçekten sahipse, diyecek ki bir gaflet anımda dedim onu, ve fakat istemiyorum, kanla gelen ve kan için verdiğiniz ödülü götünüze sokun.. ya da gidecek alacak ödülü, böylece bura kimliğine fasaryadan sahip olduğunu ispatlayacak, sonra ne yüzle, ne hakla vatana geri dönecek, yalısında boza içecek, kestane kaynatacak, mısır patlatacak..

mehmet aurelio da tc vatandaşı, ve fakat oldu olalı 4 milli maça çıktı, henüz gol yemedik..

elin brezilya dönmesi şoparı senden daha çok işine yarıyor memleketin orhanım, sen nerenin dönmesisin ki bu kadar içimizdenken böylesine habissin?

senin kitap diye yazdığını ben domatese kesekağıdı yapmam diyor saygılarımı sunuyorum..

6 yorum:

  1. ben bu edebiyat ödülünün politik nedenlerle verildiğini savunan milyonların sadece bir neferiyim..

    aman da aman aman diyorum orhan pamuk kitaplarına.. ömer seyfettin'e de verselerdi ozaman, kralını yazdı adam..

    naif oluyorsunuz bazen ztarraydır hanımcıım, hangi memlekette yaşadığımız malum, lütfen siz de herkes gibi göte göt deyiniz, takiyye yapmayınız:)

    YanıtlaSil
  2. bana da versinler lan nobel, baş köşeye koyiim evde, mugların arasında şahane durur.. bi de oscar istiyorum oldu olacak, duyun lan sesimi:)

    YanıtlaSil
  3. agatoya mı ihale etsek naapsak, işe yarasın yezid:)

    YanıtlaSil
  4. ahmet kaya kendisi ateistti bizatihi, o yüzden toprağı bol olsun dedik, malum, "allah rahmet eylesin" sadece islam dininden olanlara kullanılır..

    ve fakat başka mecralardan da gelen, kesekağıdı yapma ile ilgili eleştrilere teşekkür ediyorum..

    bilen bilir, sanata, edebiyata, bilimum üretime saygım vardır.. ve fakat yine bilen bilir, dünyanın en yüzeysel insanıyımdır, bir adamı sildim mi onun iyi taraflarını da silerim.. bu sadece bana birebir yanlışı olmayanlara uyguladığımız bir durum.. şahsi olaylarda ise bırak sadece iyi taraflarını, ondan selam alanlar ve ona selam verenleri de tarihe gömüyorum, bir nevi kayzer şözeyim belki ama mutluyum, yarınlara umutla bakıyorum..

    YanıtlaSil
  5. bence odulun asil sahibi orhan pamuk'un amerika'daki yayincisi. hemen aciklayayim: simdi efenim orhan beyin edebiyatina sozum yok. Oturmus, ugrasmis, yazmis, etmis. Kiskaniyorum dogrusu romanlarini ve bunlarin yazilmasina imkan veren yasam sartlarini. Kitaplar iyidir kotudur degerlendiebilecek edebi elestiri egitimim yok ama son on yilda piyasaya dokulen gereksiz zrilyon romandan daha iyi olduklari kesin. Ama efenim, Orhan Pamuk ne zaman ki "kara kitap" zamaninin kultlugunden "yeni hayat"in pazarlamaciliga dondu is degisti. Isin kendisinde (romanlarda yani) buyuk degisiklik yok, cok daha iyi ya da daha kotu degiller. Ama gundemdeler.

    1998 civari amerika'ya aciliyor Orhan Pamuk (tanitim gezisinda bizim koye de geldiydi, kitap imzalattiydim ordan hatirliyom). Ingilizce cevirileri basiliyor. Ve sasirtici olani NYTimes book review'da methiyeler duzuluyor (benim adim kirmizi'ya) top 20 listesine giriyor. Bu ne demek bilen bilir. Amerika'da siradan insanin okuyacagi kitabi secmesini belirleyen iki sey var: Oprah ve NYT Book review. ISte bu noktada Pamuk'un yayincisini bu NYT basarisi icin kutlamak lazim. Cunku NYT listesine kitap sokmak kolay degil. Ha diyebilirsiniz ki, bak oradan belliymis Orhan Pamuk'un basarisi ve eserlerinin siradisiligi. Dis is a bizinis madame e mosyo. Orhan Pamuk basindan beri bir paketti: kitaplari, kitaplarinda isledigi dogu-bati olayi, kendi biraz halkindan kopuk ama halkinin ruhunu okuyan progresif imaji, egzotikligi, daha dogrusu hem egzotik hem batili olusu vs. Sahsen ben Turkiye'yi bilmeyenlerin, yakin tarihinden bihaber olanlarin Kar romanindan ne anladigini cok buyuk soru isaretleriyle sorgularim. Ama kitap bizim kiytirik bookstore'umuzda bile aylarca display raflarinda kaldi. Reklam kokan hareketler bunlar Mike...

    Neyse uzattim. Isin ozu. Nobele giden yolu Pamuk'a Amerika'daki yayincisi acmistir. Yasar Kemal kendi adayligi ve alamayisi uzerine, Fransadaki yayincisi vs. ile ilgili ilginc laflar etmis gecen gun, her ne kadar demek istedigine tam vakif olamadiysam da ikircikli konusmus.

    Orhan Pamuk'u yazar olarak takdir ediyorum, x kadar y olduruldu olayina girmedim bile. Sadece reklam ve pazarlama konusunda sansli ve becerikli bir kerata oldugunu soyleyip geceyim. Bunun icin onu suclayamayiz ama, zira bu isler boyle...

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.