13 Ekim 2006

tahinpekmez eliyle, şehremanetine açık mektup..

sayın belediye başkanım,

bu mektup açık mı olsun kapalı mı olsun, yoksa ucunu yakayım da mı yollayayım, karar veremedim.. lakin daha önce çok çok sayın bir okadar da ulu Vali hazretlerine açığından yazmıştım, sağolsun alakadar oldu, işimizi çözdü, beş duyunun hepsinin maksimum haz aldığı bir konseri sayesinde izledik.. belki bu da işe yarar..

evet, bir seçmenim, vergimi ödüyorum, her allahın günü daha çok vergi kaynağı yaratabilmek için de işime gücüme gidiyorum.. lakin son birkaç yıldır bu işe gidip gelmeler bir ızdırap haline dönüştü.. sebebi, oyumuzu esirgemediğimiz siz ve pek sayın kadrolarınızın bir üç beş derken an itibariyle yüzlerce, binlerce noktada inşaatlar, yollar, tüneller, üstgeçitler, şunlar bunlar yapıyor olmanızdır..

istanbul büyük şehir, ve her geçen gün daha da büyüyor, ne yol yetiyor ne altyapı, ve bunların yenilenmesi, geliştirilmesi gerekiyor, tamam.. anlamadığım konu, 36 senedir türlü belediyelerin icraatlarına yaptığım şehadetler arasında, böylesi bir coşkun harekat olmayışıdır.. bukadar çok işi bir arada götürebilmek tahminimce muazzam bir kaynak gerektirmektedir.. iş gücünü şunu bunu saymıyorum bile..

bu mektubun sonunu nasıl getireceğim bilmiyorum, çünkü söylemek istediğim okadar çok şey var ki, bir konu bütünlüğü yakalayabilecekmiyim, orası meçhul.. ben gene de, hafif hafif sıralayayım sorularımı:

bukadar çok inşaatı aynı zamanda yapmak nerden aklınıza geldi? aksakallı bir dede rüyanıza girip, "oğulll bu şehre haybeye 'taşı toprağı altın' denmemiş, kaz bakalım ne bulacaksın"mı dedi, yoksa bilmediğimiz başka bir duyum sonucu mu böylesine hummalı bir çalışma içindesiniz, nedir.. yok, eğer kazdığınız yerden altın / hazine falan çıkmıyorsa, bunca inşaat için gereken kaynağı nerden buldunuz, nasıl finanse ediyorsunuz, daha da açık tabiriyle, dayınız kimdir? hadi diyelim parayı başkent verdi, "imar ya şehremini" dedi, siz de orayı granit yapayım, yok olmadı bakalit yapayım, bu da yetmedi beton dökeyim zihniyetiyle üzerimize çöktünüz; peki olası bir ekonomik krizde zaten gayet oynak -volatil- olan kurların bir gece içinde üçe katlanabildiği bir ülkede, böyle pilav gibi yayılma politikasına nasıl cesaret ettiniz? de ki dolar yarın sabah 3 lira, o işleri nasıl devam ettireceksiniz?

bunca işi bir arada verdiniz, ve bunların ekseriyeti müteahhit / taşeron firmalar tarafından yapılmakta.. tüm bu inşaatların hepsini kanunların emrettiği ölçüde denetlemede yetkin ve etkin kadrolarınız varmıdır, vardı da bunca senedir nerelerdeydi bu adamlar, yeni mi işe aldınız, mühendislik fakülteleri belediyeye kontrolör mü yetiştirmektedir, bizim dayıoğlu işsiz, inşaat mühendisi, açıkta kadro varsa sokarmısınız.. eğer mevcudunuz yetersizse, müteahhit firmaları çayıra saldınız da -evet kesinlikle- mevlam mı kayırıyor vergi mükellefinin paralarının çarçuriyet katsayısını?

zibilyon tane firma adı okuyorum yollarda, hede inşaat, hödö inşaat, şu bu.. ve tüm inşaatlarda aynı laf: "verdiğimiz geçici -bana sorsan çoktan kalıcı oldu- rahatsızlık için özür dileriz, hede inşaat ve istanbul belediye başkanı".. tüm bu firmalara ortakmısınız, yoksa danışmanmısınız, niye isminiz birlikte geçiyor? ayrıca sizin, ailenizin, belediyedeki kadrolarınızın, partiden dostlarınızın bu taşeron firmalarla herhangi bir bağı olmadığını, olsa olsa isim benzerliği olabileceğini kanıtlarıyla birlikte yayınlayabilirmisiniz? benim aklıma bişey gelmedi ama, millet söylüyor, ben de kıllanıyorum ister istemez..

şahsım adına en can alıcı konuya geliyorum: sayın başkanım, aynı yol / sokak falan, üç ay beş ay bilemedin bir yıl içinde, neden bir kez kazılıp kablolar yeraltına alınır /asfaltlanır, sonra asfalt beğenilmez kaldırımlarla birlikte tekrar sökülür ve bir daha yapılır, ardından da komple yol sanki havaya uçurulmuşcasına delik deşik edilir de kanalizasyon künkleri değiştirilir? bahsettiğim yer afrikanın balta girmemiş ormanlarında değil istanbul güneşlidedir.. bu örneği minimum 100 başka örnekle geliştirebilir, tüm "ya orda öyle bi hata oldu ama hallettik eheh" çabalarınızı boşa çıkarabilirim.. acaba, başımıza geldiğiniz günden beri, yapılan her bir kazı, tamirat, bilmemne, hertürlü çalışmanın tarihi, sebebi, kazılma ve kapanma tarihleri, sonradan neden açıldığı, hatanın kimde olduğu, nasıl tazmin edildiği, hata planlamanızdaysa müsebbiblerine nasıl ceza verdiğinizi, tüm detayıyla yayınlayabilirmisiniz?

özel sektör çalışanı olduğum için, şirketin bir liralık kaynağını haybeye kullandığım tespit edilirse bu önce maaşımdan kesilir, tekrarında iş akdim feshedilir, hem de tazminatsız.. üç yıldır her allahın günü çektiğimiz çilelerin tazminatını hangi merciden alabilirim? tüm bu sorulara verecek olduğunuz yanıtları tazminata sayacağımı, eğer alamazsam bir sonraki seçimde oyunu size vermeyecek milyonlardan biri olacağımı bu vesileyle beyan ederim.

en derin saygılarımla,

frackman revolutions


3 yorum:

  1. valla burada 101 nolu otoyolu yeniliyorlar bir suredir, rampalarini ve kendisini. adamlarin isi organize edisine hasta oldum. 101 dedigin matrix reloaded'daki kovalamaca sahnesine mekan olmus yoldur (cekimleri sette yapmislar ama model bu). san francisco san jose arasinda geek milletini tasir durur. normal sartlarda bile trafigi delidir is gidis donus saatlerinde. boyle bir yolda tamiri nasil yaparsin? e gece yaparsin. adamlar 12 dedin mi kapatiyorlar rampalarin bir kismini (alternatif yollari isaret eden levhalari da koyuyolar) sonra her gece bir parca her gece bir parca derken yol adam oluyo. bizim belediye kim bilir ne pesinde.

    YanıtlaSil
  2. hergün ortalama üç saati yolda geçen bir vatandaş olarak, benden çalınan hayatımın bu 1/8'lik kısmının bana ödemesi ayni mi yapılacak, yoksa nakdi mi, yoksa hastir ulan sen kimsin mi denecek (evet bu bana da en makul olanı gibi geldi) merak etmekte ve sabahlara kadar düşünmekteyim.

    6 saat de uyku dersek hergüne, 9 saat çalışma, hergün bana kalan dolu dolu bir 6 saat var ki sanırım ben yetinmeyi bilmiyorum. tamamen benim hadsizliğim. evet.

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.