07 Ekim 2006

Hayatımı Kaydıran Sınavlar - Vol.2

Lise 3 Coğrafya son sınav:

Henüz 5 yaşında, “abicim şurada ne yazıyor bi okur musun?” gibi kibar sorularına abisi tarafından “yürü lan kendin oku. Senle mi uğraşcam ibiş” diyerek kendisinden daha kibar cevap bulan ve sırf bu kibarlık sebebiyle ezilmeye fazla dayanamayan ve kendi kendine okuma yazmayı öğrenen biri olarak hayatımın bir dönemini “zeki” yakıştırmaları altında geçirdim, ki takriben bu süreç ortaokulun ilk senesine kadar devam etmekte. Çalışmadan girilen tüm derslerden 5 almaktaydım.

Ortaokul yıllarında ise “zeki ama çalışmıyor” tanımlaması ile parlak yıllarıma dönüşüm beklenilmekteydi. Çünkü yine yaşımdan beklenmeyecek bir kafa mantığıyla “abicim 45 olsun benim olsun 2 neyime yetmiyor diyerekten sınavlara girer, zar zor başarılı olurdum. Annem halimi gördükçe üzülür dertlenirdi. Bense “Anne okul bu biter sen dert etme, okulda Gizem diye bi kız var hastayım ona” derdim.

Zar zor kurul kararıyla mezun olduğum ortaokuldan sonra sevmediğim ortam yüzünden liseye başka bir okula geçtim çünkü ailem başarısızlığımı buna bağlıyordu.

Lisede Ortaokula gore derslerimde hafif bir iyileşme olmuş, aile gaza gelmiş ama gazları kısa sürmüş, zeki ama çalışmıyor serzenişleri altında lise1 ve lise 2 de maluım başarısızlıkla devam etmişti. Lise son sınıfta, taktiri geçtim, teşekkür bile alamamış bir insan olacağım korkusuyla ders çalışmaya, enazından bu sene bir başarıya imza atmaya girişmiştim. Derlserde ciddi düzelme, öğremtnelrden olumlu tepkiler sözkonusudu. Fakat ne kadar çalışırsam çalışayım asla 100 alamamaktaydım.

Bu uzun girizgahtan sonra 100 almaya en yakın sınavıma geçelim. Coğrafyacı totalde 10 soru sorumuş herbirine 10 puan değer biçmişti. Ben 9 metin sorusuna adımdan bile daha fazla emin olarak cevap vermiş ama 1 sorunun cevabında takılıp kalmıştım. Öyle ki bu soru da test olarak sorulmuştu. B ve d şıkları arasında tereddütte kalmış ama b cevabında karar kılmıştım. Her ne kadar sınavı bitirmiş öğretmenin kağıtları toplamasını beklesem de b mi d mi tereddütüyle yerimde oturmaktayken bir anda sınınıfn sol tarafından kafama bir silgi isabet etti. Baktığımda sınıfın salağı Nail arkadasım suratında kendinden emin bir tebessümle kafasını aşağı yukarı sallayarak silgiye bak demekteydi. Silgiye baktığım anda tam da teredütte kaldığım soruyla igili olarak 8-d die bir uyarı yazısıyla karşılaştım. Aman bu naildir ne bilecek diyerek silgiyi geri fırlattım. Derken aynı silgi bir boomerang edasıyla hemencecik kafamın sağ tarafına geri döndü. Silgi aynı gidiş gelişi 1 kez daha yaptıktan sonra bu kadar eminse kesin doğrudur diyerek b yaptığım cevabı d olarak değiştirdim. 2 hafta sonra açıklanan sonuçlarda 90 aldığımı gördüm ki malum 10 paunlık hatanın ne olduğunu söylememe gerek yok ve benim yaşadığım hayalkırıklığının.

Işte bu sınavdır ki kendime olan tüm güvenimi yitirmemi, hiç bir zaman tam olarak başarılı bir öğrenci olmayacağımı, hayatımı hep vasat bir öğrenci olarak sürdüreceğimi düşündürtmüştür bana. İşte bu sebepten liseyi de hem teşekkür almadan hem de bir sınav kağıdını kusursuz şekilde veremeden bitirmemi sağlamıştır.

3 yorum:

  1. o diil de, topyekün nerd tayfasını toplamışız buraya, haberimiz yok.. hadi kardeş insanını biliyoduk, da diğerleri böyle hep iblis duruyodu orda burda, meer bunların hepsi sonradan coşma, bizim gibi kökten değil..

    bi kere o beş nası alınıyo anlamadım, sanırım sonradan çıkarılan sistemler bunlar, ve tahminim bizim 100e denk geliyo.. ha, beş almadım mı, çokça, lakin hepsi yüz üzerindendi..

    ortaöğretim hayatı boyunca matematikten subtotalde 100 almamış bir adam olarak lanetliyorum sizi, hemi de mübarek gün, mübarek saat.. ağlıyolar lan, yüz alamadık diye ağlıyolar, harcarım yeminle:)

    YanıtlaSil
  2. 100 almak efsane bişi deil, alınır, nerdlik gerektirir ama olur yani.. lakin 90 alan da aynı kefededir, 100 alamadı diye almayız maça, onu söyleyeyim:)

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.