27 Eylül 2006

YERLEŞKE

Birkaç ay önce arabayı yolda sürerken, bir tabela görüp az kalsın kaza yapıyordum. Tabela'daki "kampüsü" kelimesi silinip yerine "yerleşkesi" eklenmişti. Eve girdiğimde eski alışkanlıktan "ekşi sözlük"e bakıp gerçekten de bu kelimenin tdK tarafından kabul edildiğini ve artık kampüs yerine yerleşke denileceğini öğrendim. Bilmemek ayıp değil nasıl olsa.

Velhasıl çok da konuya takılmayıp hayatıma devam ettim. Arada sırada gazetede filan denk gelip afallasam da önemsemedim.

İçten içe bir yerde bir terslik olduğunu düşünüyordum ama İstanbul Üniversitesi'nde yeni türkçe takıntılı hocalara denk gelip derslerinden zorlandığım için bozukluğun benden kaynaklandığına karar vermiştim.

Ta ki tamlamanın tamamında bir bozukluk olduğunu görene kadar. Bir örnekle bunu pekiştirelim: "Marmara Üniversitesi Göztepe Yerleşkesi" (bir yandan da ne zaman bu kelimeye denk gelsem İbo "ah keşkem ah keşkem" diyor içimde). Neyse konuyu dağıtmadan bu tamlamadaki Türkçeye çay demlemek istiyorum. Madem yerleşke peki neden üniversite? (Marmara'nın da türkçeliği konusunda hiç yorum yapmıyorum çünkü konumuz o değil, yoksa bende ne örnekler var daha) Üniversite kelimesi yerine türkçe bir şey uydurmadan yerleşke kelimesini neden oraya koyuyoruz? Hadi tabelaya koyduk, neden kullanmak için kasıyoruz?

Neticede bir kez daha gördük ki her işi yarım yapıyoruz.

Bir de bilim dili yaratmaya çalışmıyorlar mı deliriyorum. Bunu yapan kurullarda iki tane bilim adamı oluyor gerisi dilbilimci. Sonra dispersiyon yerine serpinme kullanmazsan dersi geçemiyorsun. Diyelim ki dersi geçtin ve akademik kariyerine (oh akademik kariyer de süper türkçe) KPDS'den aldığın puana göre devam edebiliyor ya da edemiyorsun. Aynı amerikayı protesto etmek için mail yoluyla spam yapanlar gibi. Bence temelsiz ve riya dolu.

Bu ne perhiz....

Edit (hızımı alamadım): bir de aynı kurum (tdK) show kelimesini şov olarak sözlüğe ekliyor ya... daha bir şey demiyorum.

2 yorum:

  1. bu yerleşke meselesi hakikaten kanayan yara.. bunun gibi bi takım öztürkçe olduğu iddia edilen çalıştay gibi acayip kelimeler de kullanıyoruz, ve fakat allah kulu "sürücü belgesi" demiyor, kursların adı bile "hödö ehliyet kursu".. lan madem böyle kosmopolit bir dil sahibisin, niye kasıyosun.. neymiş, "yerleşke", vay be..

    onu geçtim, campus olayı da çok şükür kampüs olarak apartıldı, ve fakat bunu da "kampus" olarak kullanıyolar, hatta kullanımda "fitifiti kampusu" yazıyolar, ben de bunu görünce burnuma kapuska kokuyo, öğürüyorum..

    hakkaten enteresan bi ülke.. yetkisi olan kafasına göre takılabilio, çok şahane.. misal verin bana yetkiyi, bak bakalım ertesi gün memlekette bi tane pantolon çorabı satan çorapçı, giyen kadın kalıyor mu.. satmakta direnenlerin ellerini bilekten, giymekte direnenlerin ayaklarını dizkapaktan tırpanlıyomuyum, oy oy..

    yetki istiyorum ey halkım, duyun sesimi! :)

    YanıtlaSil
  2. Ben bu olayı medeniyetten uzaktaki üniversitelere verildiğini düşünüyordum. Örneğin Sabancı ve Koç Üniversiteleri yerleşke olarak kabul edilince hani biz burada kendi içimizde bir medeniyet kurduk , ama canınız bir salam ekmek çekerse taa anasının örekesine bir şekilde gitmeniz lazım zaten gidemezsiniz falan gibi kuralları olan yerler olarak düşünmüştüm. Saolasın TDK...

    Benim adımada bir ÖzTürkçe bulursa çok sevineceğim. İsmimi de yazayım tam olsun. Nişabirek.

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.