18 Ağustos 2006

Akşam Oldu İbişlendim Ben Yine

İbişliği sulu zırtlak bir iş sananlara inat, gecenin bir vakti önce gittim traş oldum, sonra banyoya girdim, günlük banyomu yaptım (evet bayanlar , hergün banyo yaparım, öyle de temiz biriyimdir, selam ederim), misler gibi pir-ü pak oldum, makinenin başına oturdum.

Biraz doğru düzgün cümle kurabiliyor olmak, hadi kendi kendimize mütevazi ayaklarına yatmayalım, iyi yazar olmak biraz puşt bir hadisedir. Bugüne kadar çok ekmeğini yediğim bu becerimin, zaman zaman kendime "yeter lan bu kadar da demogoji olmaz" dedirttiği vakidir. Aslında bu akşam canım sıkıldı,şöyle makine başına geçip ağlak bir yazı yazayım dedim kendi kendime ilkönce. Sonu üç noktayla biten devrik cümleler, gecenin yalnızlığında devinen birkaç şiirimtrak satır felan..başlık da hazır "akşam oldu hüzünlendim ben yine" ..öyle gider, trip yapar, altımıza birkaç tane "hiii ay ne romantiksin,üzme canını, gel kollarıma teselli bul" yorumu alırız diye düşündüm..

Sonra kendimi bir dinledim. Cık..Yok. Hüzün falan yok kardeşim bu akşam içimde. Mis gibiyim. Tek sıkıntım, yeni taktığım geforce fx5200 ekran kartım Bloodrayne oyununu oynamıyor..Daha doğrusu oynarken, oyundan atıyor ikide birde şerefsiz. Ben oyuna döneyim derken hanım kızımız vuruluyor. Vurulurken de bir "ahıhaaa" sesi çıkarıyor ki hiç sormayın. İnsanın ciğerinden bir parça kopuyor. Sanki ölürken "erkeğim naaptın, kollayamadın beni, çizdiler gül gibi kestaneyi" diyor..Buna canım sıkıldı biraz işte..Kafam bozuldu kalktım bir bardak tang içtim..

Onu diyordum. Bu yazarlık mevzu çok sakat bir mevzudur. Yazar dediğin adam, genellikle şekl-ü şemal bakımından feleğin keleğine gelmiş vatandaşlardır ve bu yüzden kalem ile lisana sarılmışlardır. Büyük yazarlara, şairlere bakınız, hep böyle eciş bücüş tipler görürsünüz. Hani ben pek eciş bücüş sayılmam ama (blog bayanlarına mütemadiyen selam ederim) kel olduğum su götürmez bir gerçek. Bir de Cyrano de Bergerag kıvamında burnum mevcut ki yazarlığımla birlikte (bu akşam da kendimi iyiden iyiye yazar yaptım afbuyur) iki tane özelliğimiz tutmuş oluyor bu tarihsel karakterle. Kılıç kullanma konusunda da iddialı değilim..

Kılıç dedim de aklıma geldi. Bakın size ilginç bir hikaye anlatayım, sözlüğün de biryerlerine yazmıştım ama denk gelmemişsinizdir am göt sik entrylerinden.

Babamın bir defter atölyesi / atelyesi vardı ve tutkal almak için beni Tahtakale küçükpazar'daki Ali Paşa Han'daki bir yere gönderirlerdi. Ali Paşa Han konumuyla ve şekli şemaliyle pansiyon falan yapılsa ömür boyu kalırım onun içinde, bu kadar şık bir yerdir ama gel gör ki imalathaneler vardır içinde. Bildiğiniz, avlulu, iki katlı Osmanlı kervansarayları gibi birşey. Neyse , dağılmayalım. O tutkalcının ödeme yapılınca bana verilen fişlerinde bir isim yazardı "Rıza Arseven". Firma onun adınaydı..yazıhanesinde de duvarda iki tane eskrim kılıcı dururdu. Yıllardan ben çocukken yılları. Ortaokul gibi..Genelde gençler vardı yazıhanede, çok nadiren de yaşlııııı bir amca..
İşte o yaşlııı amca birgün fişimi yavaş yavaş yazarken ben de duvardaki kılıçlarla ilgilendim biraz. Amca yanıma geldi , "sizin mi, bakabilir miyim" dedim.."tabi evladım" deyip kılıçlardan birini indirdi.."bunlar burada ne arıyor" dedim..Amca bana şöyle dedi: "Evladım bunlar eskrim kılıçları.Ben Rıza Arseven'im. Türkiye'ye bu sporu ben getirdim diyebilirim. Eskrim federasyonunu kurdurdum." Camekanlı bir dolap gösterdi. Bir sürü kitap vardı kitabın yazarı olarak da "Rıza Arseven" görünüyordu...Tutkal atelyesi onun ek işiymiş vs..

Yaa işte blogcular..ibiş ibiş dediniz taşak geçtiniz bak ne hadiseler var bizde.

Herşey bir yana da , geçenlerde aklıma geldi , ulan acaba bir tane kazma alıp duvarıma mı assam:)
öpmişumdur , gece gece

1 yorum:

  1. o diil de, sizin baya ağzınız bozuldu, biber sürücem:)

    valla kendi adına konuş birader, basılmış bi eserimiz olmayabilir, ve hatta devri sabıkta bu "yazar" olayına uyuzlanan bi takım çıkışlarım olmuştu, kimiz lan biz diye; amma eğer yazardan sayılıyorsak eğer, aslan gibiyim, yediğim önümde yemediğim arkamda -an itibariyle geçici ytalaklığı saymazsak-, hastasıyım ortamların..

    bunu paylaşayım istedim, selam ederim..

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.