17 Nisan 2006

Müslümcü Olmak

Eveet, herkes eteğindeki taşları döküyor madem, ben de dökeyim. Yaklaşık dört yıl önce bir arkadaşıma yazdığım yazıdır. Noktasına dokunmadan kopyalıyorum. Üşenmeden okumanızı tavsiye ederim. Beni tanıyınız yani :)


MÜSLÜMCÜ OLMAK

Çocuklugumdan başlayan müzik dinleme maceramda çok ilğinç bir dönemdir
müslümcü dönemim...
Babam,bizim lazlara iki numara büyük gelen bir adammış o eskiden..akordeon çalmış bir aralar..sülalede plak,müzik işleriyle ilk ugraşan adam..bir sürü plaklar ,sanat müziği ile ilğili kitaplar,her haftasonu İstanbul'un ünlü gazinolarında Hamiyet Yüceses'i ,Müzeyyen Senar'ı dinlemeye gitmeler..divan edebiyatı tutkusu da bunlara eklenince benim kulagım aşina olmaya başladı müzige ben farkında olmadan..abim,nereden kaptıysa disco müzik hayranı o zamanlar..babam ona hippi diyor..çocukcağızın ise hiçbir sosyal hayatı yok..dükkana gider gelir,eve gelince de de odasına kapanır gariban mono teybiyle boney m dinler ...her ay bir liste kaseti çıkaran bir stüdyodan seri kasetlerini alır yıllar boyu..ben bu iki egilimden eşit oranda faydalanan bir çocuk..fakat babasından aldıklarının farkında olmayan..
ortaokul yıllarında,başarılı bir ögrenci olmanın verdiği rahatlıkla gavur musikisine bayagı bir kaptırış..madonna sevğilim,maykıl ceksın sıra arkadaşım konumunda...ve kabataş erkek lisesi..
kabataş,erkek lisesi olmasından mıdır nedir beni o batı dünyasınan bir çekip kopardı..müzigim başıboş kaldı bir aralar..türküler,ipe sapa gelmez cenğiz kurtoglu sesleri vs.. asıl ilğinçlikler ise üniversite yıllarında..
üniversitenin ilk senesi..trt'de,başrollerini sophia loren'in oynadığı "ana " isminde bir dizi var..diziyi izlemiyorum..zaten televizyon sevmem..bir gün dizinin kapanışına denk geldim..yazılar yazarken fonda çok güzel bir klasik parça..bir erkek tenor söylüyor bagıra çagıra...ne adamı biliyorum ne şarkıyı..fakat kesinlikle bulmam lazım..istikamet unkapanı plakçılar şarkısı..genç bir üniversite ögrencisi olarak dükkanlara girip şarkımın kasetini arıyorum..kurduğum cümle aynen şu şekilde:" abi,hani trtdeki ana dizisi var ya,onun sonundaki şarkının kaseti var mı?" ...sen şu anda ne düşünüyorsan tezgahtarlar da aynını düşünüyorlar muhtemelen..gözlerde "manyak mısın oolum" bakışları..vefakat bu gariban halime yukarıdan acınmış olacak ki
o günlerde taksim'den geçerken istiklal caddesi üzerindeki o küçük "karakedi müzik evi" nin önünde çakılı kaldım..adam nereden bulmuşsa bangır bangır o şarkıyı çalıyor..hemen daldım içeri..heyecanla
bu çalanın kim oldugunu sordum..adam önüme bir kaset koydu..Luciano Pavorotti....kim bu adam yaa...bunu soran sadece ben değilim o zamanlar..kimse bilmiyor..pavorotti o zamanlar hiç tanınmıyor ülkemizde..parayı basıp kasetini alınca tanışıyorsun tabi..o kaseti tam bir yıl dinledim..her gün..dersteyken "eve gitsek de pavorotti dinlesek" diye iç çekerdim..arkadaşlar arasında bile bilinir hale gelmişti..o adamın ülkemizde meşhur oluşu,bendenizin kendisini keşfinden tam bir yıl sonraya rastlar..o meşhur oldugu sıralarda ise ben vivaldi'ye terfi etmiştim bile..
vivaldi'yi de sıkı sıkı dinliyorum o zamanlar..dört mevsim...sabah akşam kulagımda..fakat bir eksik var..beni rahatsız ediyor sürekli..dört mevsim'in kış bölümünü dinlerken bir türlü diyarbakır'ın kışını hayal edemiyorum..hep viyananın kış manzarası geliyor aklıma..herkes mutlu,her taraf romantik..oysa ben mutlu değilim..benim ülkemde kışlar öyle güllük gülistanlık geçmiyor..bu müzik bana yetmiyor..beni anlatmıyor..
dükkan kirada..dükkan büyük işler küçük kira fazla..bir komşuyu dükkana kira ortagı aldık..dükkanın yarısını onlar kullanıyor..siirtli üç kardeş..iyi insanlar..biz dükkanda hacı'nın isteği üzerine eski şarkılar dinliyoruz..onlara geniş geliyor..şakalaşıyoruz..birgün "abi bi de bizden dinleyelim " dediler..kim dedik.."müslüm" dediler..güldüm ve aynen şöyle dedim:"hehe,bu adamın adı niye müslüm..sonuna bi "an" daha ekleyip müslüman olamamış mı" hep birlikte gülüştük..çalmaya başladı.
."gökyüzü hüzünlü matem var sanki,kimbilir kaç seven sabah bekliyor"
ufak ufak diyarbakır'ı görmeye başlamıştım.(sonra askerde yeterince gördüm)..çaktırmadan müslümcü olmaya mı başladım nedir..
ondan sonra takip etmeye başladım..kibar adamdı..bir progama konuk oldugunda ikide birde "muhterem nur hanım" deyip duruyordu..o hanımdan hep "muhterem nur hanım" veya " hanımefendi" diye bahsediyordu..kim oldugunu sordum çevremdekilere ..eşi oldugunu söylediler..bu mu lan kıro müslüm baba..adam karısına sadece hanımefendi diyor..müslüm'e kıro dyen hemen herkes eşine "karı,bizimki" diyor..en kibarı "hanım" diyor ayda bir kere....yok abi tuttum ben bu adamı...
aynı dönemde beyazıt devlet kütüphanesinin görme engelliler bölümünde gönüllü çalışıyorum...onların talep ettiği kitapları kayıt stüdyosunda kasetlere okuyoruz..sagdan soldan kullanılmayan kasetler bagışlanıyor,biz de onlara kayıt yapıyoruz..bir gün yine birisi bagış yapmış..bir çanta dolusu kaset..nedir bunlar diye bakacak oldum..bir hazine bagışlamış adam..33 adet müslüm baba kaseti..seri yapmış herkimse...o bölümün sorumlusu arkadaşa o kasetlr yerine içlerinde batı müzikleri,pavorotti,vivaldi,madonna,mayıl ceksın olan 44 adet kaset verip aldım o çantayı..ve müslüm baba'ya terfi ettim..
işte o zamandan sonra duydum o yargıları.."daha kaliteli müzikler" diye hava atanların,kalite diye dinleye dinleye nota bilmeyen adamların şarkılarını dinlemelerini.."her müzigi dinlerim,arabest hariç","müslüm mü.ay siz de mi jiletçisiniz","için kararmıyor mu onu dinlerken,orhan neyse ama.." kimi zaman sinirlendim,kimi zaman güldüm,kimi zaman cehaletlerine bogmaya kalktım..en sonunda gizlemekte buldum çareyi..kendime aittir..ruh halime göre bir kasetini dinlerim..moralim sıfıra inmişse dinlenecek kaset bellidir..esrarlı gözler..hayır iyiyse,mutlu ol yeter..
peki şimdi...türk sanat müzigi..dünya üzerindeki iki klasik müzikten biri..dünyada klasik müzik tanımına uyan iki müzik türü vardır bilir misin..birisi klasik batı müziği,vivaldı,mozar falan..ikincisi de klasik türk musikisi..ve bir kültürün klasik müzik üretebilmesi,o kültürün gelişmişliğini gösteren birşeydir..bunu dünya üzerinde gösteren iki kültürden birisiyiz...güzel,köklü ve bu işi sadece sanat
adına yapan bir dernekte koro elemanıyım..arabamda dede efendinin şarkılarını dinliyorum..çocuklugumdan beri kulagımda olan osmanlı'yı dinliyorum..divan edebiyatım iyi oldugu için sözleri hissedebiliyorum..vs..müslüm mü..tatlı bir hatıra..sesini duydugum zaman yüzümde bir gülümseme oluşur...
adı çıkmıştır dokuza inmez sekize..aslında ondan daha feryat figan şarkılar yazan birçok insan maalasef "kaliteli " sınıfına girmiştir..ama gariban müslüm,isminden midir nedir bir türlü içe sindirilememiştir..oysa hem kibarlığı,hem insanlığı bütün o kalitelilerin üstündedir..bir dönemin en ünlü kadınına ,düştüğü batağın içindeyken bile prenses muamelesi yapacak kadar ölçülü,saygılı bir adam..sosyete ve medya, krolar padişahı,ahlaksızlık timsali ibonun peşinde koşup onu "sanatçı" yapmaya çalışırken müslüm baba kendi agırlıgıyla ,kendisine yapılan haksızlığı sindirmeye çalışır....
ve son olarak müslüm baba'yla ilgili ilginç bir anı..
vaktin birinde entellektüel bir aktivite yapıldı esma sultan yalısı'nda..leonardo'nun o ünlü "isa ve oniki havarileri" tablosunun canlandırılması vardı etkinliğin bir bölümünde...mankenlerle falan..ve isa rolünü veya pozunu oynaması için de müslüm baba'yı çağırmışlar..kimin neden aklına gelmişse..tablodaki görüntünün aynısı canlandırılıyor..isa rolünde ise takım elbiseyle müslüm baba...kareograf öyle buyurmuş..tabi bu bayagı bir konuşuldu..bu entellektüel ortama ve etkinliğe neden müslüm baba..başka adam yok muydu gibilerinden..televizyonda bunu izliyorum..spiker müslüm babayı yakalamış ve sorusunu soruyor:_efendim bu etkinlik hakkında ne düşünüyorsunuz?sizce bunun anlamı nedir?
evyah dedim içimden..amaç müslüm babayı küçük düşürmek..şimdi bu gak guk edecek ,iyice madara olacağız elaleme...fakat müslüm baba hem beni hem bütün entel camiayı susturacak şu cümleyi hiç takılmadan,ee ııı yapmadan gayet profesyonelce söyleyiverdi:
_bu etkinlik aslında leonardo da vinci'nin sanatının,dinler üzerinde evrensel bir yansımasıdır...

pek bi selam...kendine iyi bak...:)

3 yorum:

  1. uyyy uşağum ne güzzel yazmışsın looo!! var ya, helal olsun, böyle güzel bi adamsın sen işte.. ümidim odur ki etrafımdaki tüm keller sana benzesin üç kuruş, başları göğe ersin:)

    tekrar tekrar helal olsun, işte bu, işte böyle insanlar için buradayız, biraradayız, olmaya devam edeceğiz!!!

    YanıtlaSil
  2. roger konserine gelmiyomusun yoksa somurum, o da bir ucudur hadisenin:)

    YanıtlaSil

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.